Röportaj

CANSEL ELÇİN BİLDİĞİNİZ GİBİ DEĞİL!

cansel elçin Evlilikten sonra hayatın değişti mi? Birinin sizi evde beklemesi kadar güzel bir şey yok. Evde eşinin, çocuklarının olması harika bir duygu. Tabii seviyorsan, sevmiyorsan bir şey diyemem… Birinin seni düşünmesi de çok güzel. Evli olduğun zaman daha güvenli oluyorsun. Her şeyin bir oluyor. Kazançların, zevklerin… Paylaşmayı seviyorum ben. Fedakâr mısındır? Yerine göre fedakârım evet ama aptal yerine konmayı da sevmem. Bence dünyadaki en değerli şey kendine ayırdığın zaman. Ben insanlarla zaman geçiriyorsam, biriyle bir yerlere gidiyorsam bu da bir fedakârlıktır bence. İş, arkadaşlık, aşk, her türlü ilişkiden bahsediyorum… Zaman geçirdikten belli bir süre sonra insanlar sadece defoları görmeye başlıyorlar. Ben insanların her zaman pozitif yönlerini almaya, onları kırmamaya çalışıyorum. Kendini yaşlı hissediyor musun? Bu soru çok ağır oldu. (Gülüyor) Hayır, yaşlı hissetmiyorum. Maalesef öyle hissetmiyorum. Ben kafamda 25 yaşındayım. 20 demek istiyorum da; ‘Adam çocukmuş’ demesinler. (Gülüyor) Ama tabii futbol maçında, 25 yaşındaki çocuk yanımda koştuğu zaman biraz yaşlı olduğumu hissediyorum. Tam hayatı, kadınları anlamaya, biraz para kazanmaya başlıyorsun dünyayı görüyorsun, anlıyorsun derken bir bakıyorsun 40 yaşına gelmişsin. Keşke Benjamin Button gibi olsak. Bu yetenekle, bu tecrübeyle ben de Ronaldo olurdum. Spor yapıyor musun? Beslenmene ve sağlığına ne kadar dikkat edersin? Yapıyordum da son zamanlarda çok dikkat etmiyorum maalesef ve kızıyorum kendime. Ben çok sportif bir insandım. Aslında hâlâ da öyleyim de… Kayak yapıyorum, dalıyorum, yüzüyorum; futbol, tenis, bütün sporları yapıyorum. Beslenmeme de dikkat ediyorum. Ekmek yemiyorum. Sabahları hariç… Sebze yiyorum, eti azalttım, fast food yemiyorum. Sabah uyandığımda müsli yiyorum ama soya sütüyle. İnek ürünleri kullanmıyorum. Bıraktığımdan beri çok daha iyi hissediyorum kendimi.