Eşin seni tek bir cümleyle anlatsa ne derdi?
Eşim çok sabırlı bir insan. Ben çok planlı, organize gitmiyorum hayatımda. Her şey biraz spontane… Benimle ilgili; ‘spontane’ derdi herhalde…
Sette boş zamanlarında neler yaparsın?
Senaryo yazarım, kitap okurum… Ben öyle; ‘bitsin de gidelim’ modunda biri değilim. Fransa’dan ilk geldiğimde adaptasyon problemi yaşadığım doğru. Gerçi uzun zamandır dizi setlerinde değilim. Bakalım ne oldu şimdi? Eskiden 90 dakika çekiyorduk, ‘Bu süre azalmıştır herhalde’ diye düşünürken bir baktık ki 120 dakikaya çıkmış. Bence bir daha, bir şey istemeyelim, 140’a çıkabilir. Protesto falan etmeyelim bu dizi saatlerini yoksa bu gidişle 160’a kadar çıkacak bu iş. (Gülüyor)
Nasıl bir çocukluk geçirdin?
Çok mutlu bir çocukluk geçirdim. Bir abim var ve annem, babam bizi çok sevdi. Biz abimle biraz kendi başımıza büyüdük. Fransa’daydık ve orada gurbetçi olduğun zaman her şey daha sıkıntılı oluyor. Ekonomik sıkıntıların oluyor, dolayısıyla bizim de bir an evvel para kazanmamız gerekiyordu. İki erkek kardeş çok çalıştık ve iyi işler yaptık. Bu yüzden erken yaşta olgunlaştık.