Kullananlar Anlatıyor
Peki, uygulamaya ülkemizde sıcak bakılıyor mu? Bu soruyu bizzat deneyimleyenlere sorduk. 32 yaşındaki Seda Maya gözleri parlayarak yaşadıklarını şöyle anlatıyor; “Tinder aracılığıyla üç erkekle tanıştım. Hatta biri cumartesi, diğeri pazar, sonuncusu ise çarşamba olmak üzere son derece hızlı bir randevulaşmanın içinde buldum kendimi. Tinder’ı şu açıdan güzel buldum; aktif bir cinsel hayatınız varsa ne kadar sosyal olursanız olun, çevrenizdeki alternatifleri tüketmiş oluyorsunuz. Kaldı ki yoğun çalışan insanlarız ve beğeneceğimiz birini bulmak için zaman harcamak yerine telefondan ‘evet’ ya da ‘hayır’ diyerek eleme yapmak çok daha kolay! Bugüne kadar online arkadaşlık sitelerinde hep ‘görgüsüz’ olarak tanımlanan erkek profilinin mesaj yazmasından şikâyetçiydik. Ancak Tinder’da durum farklı. Çünkü sadece bizim beğendiklerimiz bizi beğenirse mesajlaşabiliyoruz. Zaten kişisel tecrübelerimle de sabit! Buluşmuş olduğum üç erkeği de kültür seviyelerinden yaşam tarzlarına çok beğendim. Özünde durum çok heyecanlı çünkü fotoğraflarını ve mesajlarını beğendiğiniz biri nasıl güler, nasıl kokar merak ediyorsunuz. Buluşuyorsunuz, sohbet ediyorsunuz ve beğenirseniz sevişiyorsunuz. İlki benden yaşça büyüktü. Buluştuk, şarap içtik, seviştik ve bir daha görüşmedik. Bence kötü sevişiyordu. İkincisi ile buluşmamızda emin olamadığım için ertesi gün de görüştüm. Bu kez her şey çok güzel gelişti. Bir anda kendimi onun evinde buldum. Tatlı biriydi ama sevgilim olmasını istemedim, sadece sevişmek için iyi bir tercihti o kadar. Üçüncüsü ise tam bir parti insanıydı. Sonunda aklım karıştı. Üçü de çok yakışıklı, tek başına yaşayan ve kariyer sahibi insanlardı. Herhangi olumsuz bir durumla karşılaşmamıştım. Hâlâ kullanmaya devam ediyorum.”
İtiraf etmem gerekirse Seda’dan duyduğum sözler konunun aklımı daha da karıştırmasına neden oldu! Zira teknoloji her anlamda ve her alanda hayatımızı ele geçirmek üzere ama Tinder’a giriş yaptığınız andan itibaren siz de o çarkın bir dişlisi oluyorsunuz. Uygulamayı ve kullanıcılarını daha iyi anlamak isteğiyle araştırmalarıma devam ettim. Hikâyesine ortak olduğum 27 yaşındaki Merve Gerçek’ten duyduklarım da bir hayli şaşırtıcıydı; “Arkadaşımdan duyarak sırf meraktan yüklediğim ve bir hafta içinde rahatsız olup sildiğim bir programdı. Mağazadan ürün seçer gibi erkek seçiyordum. Beğenmiyorsam fırlatıp atıyordum, beğenirsem poşetime ekliyordum. Ben genellikle internet aracılığıyla gerçekleşen tanışmalardan hoşlanmam. Sadece Facebook’ta ortak arkadaşlarımın olduğu kişilerle görüşürüm. Tinder’da aynı şirkette çalıştığım ve kız arkadaşı olan erkekler de dâhil olmak üzere bir sürü tanıdık yüzle karşılaştım. Açıkçası ilk başlarda bayağı eğlendim, yalan söyleyemeyeceğim. Sonra ben de birini beğendim ve kasaya doğru yöneldim. Şanslıydım ki kumaşı ve kalitesi iyiydi. Bir hafta sonu buluştuk, Tinder’da olduğu kadar konuşkan değildi, sıkıntıdan intihar edecektim. Kıssadan hisse, daha en baştan Tinder’ı ülkemizde bir tabu olan seksi ve tek gecelik ilişkileri kolaylaştıran bir platform olarak tanımlayınca ve bunu kahvaltı masasında yapınca, ben de ürünümü mağazaya geri iade ettim ve yoluma devam ettim. Sonunda birini sadece fotoğraf, yaş ve size ne kadar uzaklıkta yaşadığına göre acımasızca çöpe atar gibi elemek o kadar yapay ve basit geldi ki kaldıramadım. Biriyle tanışmak ya da değerlendirmek bu kadar kolay olmamalıydı. Bu nedenle Tinder’la vedalaştım, insanın değerini azalttığına inanıyorum. Ayrıca ilişkilere olan inancınızı da kaybedebiliyorsunuz.”