Sonlu ömrü olan bir canlının sonsuzluğu bulmak, yani neslini sürdürmek için doğurduğu veya meydana getirdiği canlıların kendine benzemesi ne kadar gerekliyse doğan, oluşan canlının da kendini doğuran, meydana getiren canlıya benzemesi o kadar gereklidir. Çünkü sahiplenilmesi, korunup kollanılması, beslenip büyütülmesi için bu gereklidir.
Bu durumda tüm canlılarda var olan bu ortak içgüdülerle itkiler yüzünden, insanların çocuk yapmayı, ama kendilerine benzer çocuklar yapmayı istediklerini söylemek yanlış olmayacaktır. Nitekim Schopenhauer’a göre bütün cinsel sevginin temelinde sadece meydana getirilmesi (üretilmesi) gereken bireye yönelik bir içgüdü yatmaktadır.
Üreme biyolojisi uzmanı Robert Winston da Schopenhauer gibi düşünmektedir: “Homosapiens grupları tehlikeli savana koşullarında güçbela hayatta kalabiliyorlardı… Muhtemelen o zamanlar türümüzün üyeleri bugünkü mavi balinalar kadar ender bulunuyordu. O halde bugün sayıca bu kadar fazla olduğumuza göre, içimizdeki üreme tutkusu çok kuvvetli olmalıdır. Seks yapma içgüdüsüne neden sahip olduğunuzu hiç merak ettiniz mi? Böyle bir içgüdüye sahip olmanızın nedeni sizin çok ama çok uzun bir cinsel başarı öyküleri silsilesinin en son halkasını meydana getiriyor olmanızdır. Hepimiz eş bulmak ve çocuk yapmak için tasarlandık. Genlerimizin tek bildiği şey üremedir. Kuşkusuz, genlerimiz hiçbir şey bilmezler (onlar bilinçli varlık- lar değildir), ama onları görüşleri olan varlıklar olarak düşünmek bazen faydalı olur.”
“Canlılar neden ürerler?” sorusunun insan özeline uyarlanacak hali olan “İnsanlar neden çocuk yaparlar?” sorusu görüldüğü gibi, canlıların tümü için geçerli olan yanıtı gerektirmektedir: Var kalmak, neslini sürdürmek için. Bunu nasıl sağladıkları sorusu da öyle, kendine benzer bireyler oluşturarak.
Dünyaya gelişimizin ve ebeveynlerimizle aramızdaki morfolojik (yapısal, şekilsel) benzerliğimizin doğal bir zorunluluk olduğu anlaşılmaktadır; başka türlü olmasının mümkün olmadığı bir zorunluluk.
Nitekim doğan her bebek, bir baba yoluyla bir anneden belli bir bebek olarak doğmaktadır.
(…)
Aşk ve Kaotik Özgürlük / Yazar: Eyüp Erdoğan