Sanat

AŞK VE KAOTİK ÖZGÜRLÜK

image-5-1024x576 Âşık olmaktan daha tehlikeli bir şey varsa, o da aşkın yok olmasıdır. Çünkü etkisinin ne kadar derinlere işlemiş olduğunun farkına, ancak ayrılık saati gelip çattığında varılır. İşte, intiharlara neden olan da bu farkındalık halidir. Çünkü aşkın bitmesiyle oluşan üzüntü vücuttaki norepinefrin gibi bazı kimyasal salgıları artırmaktadır. Norepinefrin, epinefrin ile birlikte kalp atım hızını, glikoz salınımını ve iskelet kaslarına giden kan akımını artırmaktadır. Artan salgılar vücuttaki sinirleri beslemekte ve kalp hızı üzerinde önemli etki yapmaktadır. Bu salgıların aşırı artışı sinirlenme, öfke, nedensiz ağlama krizleri, kalp çarpıntısı gibi anormal davranışların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Aşk acısı yüzünden aşırı salgılanan kimyasalların sinir büyüme faktörünü arttırdığı, bununsa beyindeki sinirlere zarar verebildiği bilinmektedir. Dizginlenemeyen, söz dinlemeyen bir zorba gibi, bir kasırga ya da bir hastalık gibi insanın üstüne çöken bu ateşin “nedeni nedir?” İnsan “neden” cennetle cehennem arasında duran bu ateşte yanmaktan kurtaramaz kendini? Çünkü insan cinsel (eşeysel, seksüel) bir varlıktır, cinsellik (sevişme duygusu onun doğasında vardır ve doğal olarak cinsel ilişkide bulunmak ister. Bunun da üç nedeni vardır: Eğlence, gönül bağını kuvvetlendirme ve üreme. Cinsel ilişki insana neşe veren, mutlu eden, hoşça vakit geçirten bir eğlencedir. Cinsel ilişki insanlar arasında hoşlanma, beğeni, sevgi ve inanç gibi güçlü hislerle kurulan görünmez, sağlam, yoğun bir gönül bağı oluşturur. Cinsel ilişki insan soyunun sürdürülmesini sağlayan üremenin temel yöntemidir.