Sanat

AŞK VE KAOTİK ÖZGÜRLÜK

image-111-1024x576 Psikolojik romanın yaratıcısı ünlü yazar Stendhal’e göre, “İnsanın kendisine, başka bütün eylemlerin verdiğinden daha büyük bir zevk veren bu eylemi yapmama özgürlüğü yoktur. Aşk, ateş gibidir, insanın iradesine bağlı olmaksızın yükselir ve sonra yok olur.”   Aşk bilgili, cahil; akıllı, aptal; kurnaz, saf; zengin, yoksul; kadın erkek demeden tüm insanlara bulaşan; zihni, benliği, bedeni saran bir hastalıktır. Bu ateşli derde düşen, kendisini derde düşüreni düşünmeden edemez. Bütün dikkatini toplayarak hatırlamaya çalışsa da onun nesini sevdiğini bilemez, sevmediği nesi var, onu hiç bilemez, yine de bir an olsun onu düşünmeden edemez. Derdine tercüman olan ezgilerin, bestelerin, güftelerin içinde erimekten, mısralara, notalara sarılmaktan vazgeçemez. Nedensiz yere üzülmekten, sevinmekten kendini alamaz. Anlamsız, tutarsız sözler söylemeden; yersiz, gereksiz davranışlar sergilemeden duramaz. Her baktığı yerde onu görmekten, sesini duymaktan, kokusunu almaktan kurtulamaz. Kendisindeki bu değişimi fark etse de umursayamaz.     Yapılan bilimsel araştırmalara göre, aşkı oluşturan önemli öğelerden cinsel istek (şehvet) ve cinsel çekicilik (cazibe) açığa çıktığında, insanda birçok değişime neden olan kimyasallarla hormonlar salgılanmaktadır. Âşığın anormal davranışlarının nedeni olan bu salgılardan östrojen hormonu hem erkek hem kadında bulunmakla birlikte, üreme yaşında kadınlarda seviyeleri çok yükselmekte, kadınların saldırganlaşmalarına neden olmakta ve yüksek acıya dayanmalarını sağlamaktadır. Yine hem erkek hem kadında bulunan testosteron hormonu birçok şeyle, ama özellikle libidoyla yakından ilgilidir. Yaratıcı hayatı teşvik eden, bastırılmış duyguları insan benliğinde ateşleyen libido, insana yaşama gücünü veren enerji veya içgüdüsel enerji olarak da bilinmektedir. Erkekte testosteron, kadında da östrojen hormonunun üretiminin azalmasına bağlı olan libido azalması, bir çeşit seksüel fonksiyon kaybı olarak görülmekte ve tıbbi bir problem olarak ele alınmaktadır. Şaşırtıcı olan âşık bir kimsenin vücudundaki bazı salgıların uyuşturucu kullananlarla aynı oranda arttığının gözlemlenmiş olmasıdır. Özellikle beyinde salgılanan ve morfine benzeyen endorfin, dopamin gibi hormonlar ayakları yerden kesen, uçuran, körkütük aşk halini ortaya çıkaran, kara kışta bahar sarhoşluğu yaşatan hormonlardır. Bu salgıların fazla uyarılması âşık olan bir kimseye her ne kadar mutluluk verse de yan etkilerinin kaçınılmaz olduğu bilinmektedir. Bu yan etkilerin başında kalp hızının artışı, kan basıncında yükseliş, iştah kaybı, uykusuzluk, aşırı heyecanlanma gibi tuhaf davranışlar gelmektedir. Kalp hızının aşırı artışı kalp krizine yol açabilmekte, hatta bu durum yaşlılarda ölüme neden olabilmektedir.