ALICIA VIKANDER
Klasik bale eğitiminin ardından Hukuk okumaktan vazgeçerek tiyatroya yönelen Danimarkalı oyuncu son günlerin başarı grafiği en hızlı yükselen yıldızlarından. Michael Fassbender ile birlikte olan Vikander’ı duygusal ve zeki bir robotu canlandıracağı Ex-Machina’da izlemek için sabırsızlanıyoruz.
“Stanley Kubrick hayranıyım. Keşke bir filminde oynayabilseydim. Fütüristik filmler de ilgi alanımda. Metropolis, Yıldız Savaşları Serisi ve 2001: Bir Uzay Destanı muhteşem.”
“Moda anlayışım sofistike sadelikten yana. Reed Krakoff ayakkabılarıma, Rodarte, Erdem elbiselerime, Dagmar ceketlerime, Acne jean’lerime, Kotur Margo Faille ve Coach Legacy Archival büzgü çantama bayılıyorum.”
“Japonya beni büyülüyor. Öyle sanıyorum ki bir sonraki seyahatim Kyoto’ya olacak. Yarı Japon bir arkadaşım var. Ailesi orada yaşıyor. Bana rehberlik yapacak.”
“Moralim bozuk olduğunda; ya İsveçli indie ikili First Aid Kit’i dinlerim, ya J. R. R. Tolkien okurum ya da İsveç’e gidip yeğenlerimle zaman geçiririm.”
“Hukuk okuyacaktım fakat baleyi bıraktıktan sonra annemin de oyuncu olması nedeniyle tiyatroda karar kıldım. Çocukluğum onu izleyerek geçti ama beni yetişkinlere özgü oyunlarına hiç götürmezdi.”
“Beni Isabelle Huppert’e benzetiyorlar. Çiğ, gösterişli olmayan rolleri tercih ettiğimiz için olabilir.”
“Stil ilhamı için film izleyeceksem, bu Sofia Coppola’nın Marie Antoinette’i ya da benim de rol aldığım Yasak Aşk olur her zaman.”
“Eve dönük bir insanım ama zaman zaman Londra’da The Wapping Project, Dean Street Townhouse ve Scott’s’a gidiyorum. Yine de ev toplantılarını tercih ederim. Harika elmalı turta, risotto ve lazanya yaparım. Davetli olduğum eve de malzemelerimi alır öyle giderim.”
“Uzun yıllar bale yaptım. Güzellik anlayışım da ister istemez zarafet üzerine şekillendi. Mükemmellik aramıyorum. Kusurların çekiciliğine inanıyorum. Bakımlı olmak yeterli. Geceleri yoğun nemlendirici sürüp yatarım ki sabah tazelik hissiyle uyanayım. Chanel’in Vitalumière Aqua Fondöten’i ile Lancôme’un parfümü La Vie est Belle vazgeçilmezlerim.”
“Birçok korkum var. Ancak zaman içinde duygularımı bir nevi araç gereç gibi kullanmayı öğrendim. İşim de korkularımı yatıştırıyor. O yüzden ona dört elle sarılıyorum. Karanlık yanlarımı gidermek için… Bunun yanında ‘başarılı kariyer’ şablonuna da inanmıyorum. Mesleğim, bahsettiğim korkulara meydan okumak için bir fırsat sadece. Bir gün her şeyi bırakıp evde çiçek de sulayabilirim ve bundan daha fazla zevk de duyabilirim.”
“Stanley Kubrick hayranıyım. Keşke bir filminde oynayabilseydim. Fütüristik filmler de ilgi alanımda. Metropolis, Yıldız Savaşları Serisi ve 2001: Bir Uzay Destanı muhteşem.”
“Moda anlayışım sofistike sadelikten yana. Reed Krakoff ayakkabılarıma, Rodarte, Erdem elbiselerime, Dagmar ceketlerime, Acne jean’lerime, Kotur Margo Faille ve Coach Legacy Archival büzgü çantama bayılıyorum.”
“Japonya beni büyülüyor. Öyle sanıyorum ki bir sonraki seyahatim Kyoto’ya olacak. Yarı Japon bir arkadaşım var. Ailesi orada yaşıyor. Bana rehberlik yapacak.”
“Moralim bozuk olduğunda; ya İsveçli indie ikili First Aid Kit’i dinlerim, ya J. R. R. Tolkien okurum ya da İsveç’e gidip yeğenlerimle zaman geçiririm.”
“Hukuk okuyacaktım fakat baleyi bıraktıktan sonra annemin de oyuncu olması nedeniyle tiyatroda karar kıldım. Çocukluğum onu izleyerek geçti ama beni yetişkinlere özgü oyunlarına hiç götürmezdi.”
“Beni Isabelle Huppert’e benzetiyorlar. Çiğ, gösterişli olmayan rolleri tercih ettiğimiz için olabilir.”
“Stil ilhamı için film izleyeceksem, bu Sofia Coppola’nın Marie Antoinette’i ya da benim de rol aldığım Yasak Aşk olur her zaman.”
“Eve dönük bir insanım ama zaman zaman Londra’da The Wapping Project, Dean Street Townhouse ve Scott’s’a gidiyorum. Yine de ev toplantılarını tercih ederim. Harika elmalı turta, risotto ve lazanya yaparım. Davetli olduğum eve de malzemelerimi alır öyle giderim.”
“Uzun yıllar bale yaptım. Güzellik anlayışım da ister istemez zarafet üzerine şekillendi. Mükemmellik aramıyorum. Kusurların çekiciliğine inanıyorum. Bakımlı olmak yeterli. Geceleri yoğun nemlendirici sürüp yatarım ki sabah tazelik hissiyle uyanayım. Chanel’in Vitalumière Aqua Fondöten’i ile Lancôme’un parfümü La Vie est Belle vazgeçilmezlerim.”
“Birçok korkum var. Ancak zaman içinde duygularımı bir nevi araç gereç gibi kullanmayı öğrendim. İşim de korkularımı yatıştırıyor. O yüzden ona dört elle sarılıyorum. Karanlık yanlarımı gidermek için… Bunun yanında ‘başarılı kariyer’ şablonuna da inanmıyorum. Mesleğim, bahsettiğim korkulara meydan okumak için bir fırsat sadece. Bir gün her şeyi bırakıp evde çiçek de sulayabilirim ve bundan daha fazla zevk de duyabilirim.”