Nasıl oluyor da erkek arkadaşımızın ya da eşimizin yanında rahatlıkla bikini ile dolaşabiliyorken, iş sevişmeye geldiğinde ışıkları kapatıyor, hatta tişört giymeden tuvalete dahi gidemiyoruz? Peki, arkadaşlarımız yanımızda rahatça üzerlerini değiştirebilirken bizi gizlenmeye iten nedir? Çıplak kalabilmek kendine güvenle mi, bize öğretilenlerle mi yoksa dikkat çekmek isteğiyle mi ilgili?
Bundan yıllar önce, ablamla birlikte o zamanlar dört yaşında olan yeğenime banyo yaptırıyorduk. Birden babası banyoya girince ben gayriihtiyari; ‘A ayıp babası, lütfen çık dışarı’ deyince, ikisi de bana dönüp; ‘Seran, sakın bunu bir daha yapma! Biz ona ayıbı öğretmeyeceğiz’ diye tepki göstermişlerdi. Daha o an ne söylemek istediklerini çok iyi anlamıştım. Çünkü çocukken hepimiz sözü edilen ayıp duygusuyla yetiştirildik ve bu duyguyla büyüdük. Öyle ki sonunda kendi vücudumuzdan utanacak hale geldik ve bu his bizi ömür boyu her yerde takip etti. Spor salonlarında havluya sarılmadan dolaşamıyor, eşimizin önünde soyunamıyor, soyunan arkadaşlarımızın yanında arkamızı dönüyoruz.