Kadınlar iş hayatında büyük savaşlar veriyor, kariyer basamaklarını tırmanıyor, “cam tavanları” paramparça ediyor ama neden hâlâ yetmiyor? Neden “yeterince iyi” olmadıkları yanılgısı peşlerini bırakmıyor? Cinsiyet eşitliğinin konuşulduğu modern dünyada, kadınlar hala kendilerini kanıtlamak zorunda. İş dünyasında var olmanın çetrefilli yollarını ve karşılarına çıkan görünmez engelleri konuşalım.
İçindekiler
Başarı sendromu: Kadınlar neden kendilerini yeterli görmüyor
“İşimi yapıyorum, projeleri başarıyla teslim ediyorum ama acaba yeterli miyim?” Tanıdık geliyor mu? Bu duygu, “imposter sendromu” olarak biliniyor ve ne yazık ki kadınlarda erkeklere kıyasla daha sık görülüyor. Harvard Business Review’in verilerine göre, kadınların %70’i iş yerinde kendilerini “yalancı” gibi hissettiklerini ve başarılarını hak etmediklerini düşünüyor.
Neden mi? Çünkü kadınlar iş dünyasında hâlâ kalıplaşmış önyargılara karşı mücadele ediyor. Erkek meslektaşlarının “lider” olarak görüldüğü yerde, kadınlar “fazla hırslı” ya da “zorlayıcı” olarak etiketleniyor. Bir erkeğin kararlılığı takdir edilirken, aynı tutum kadınlardan gelince soğukluk veya agresiflik olarak tanımlanıyor. Sonuç mu? Kadınlar, kendilerinden bile şüphe etmeye başlıyor.
Cinsiyet önyargıları: neden yeterince iyi değiliz?
Çünkü iş dünyası cinsiyetçi kalıplara sıkışmış durumda. Kadın liderlerin sayısı her geçen gün artsa da, birçok sektör “erkek kulübü” havasını koruyor. Toplantı odalarında veya yönetim kademelerinde, kadınlar “hak ettiklerini” kanıtlamak zorunda kalıyor. Cam tavanı kırmak yetmiyor, fazlası gerekiyor. Kadınlar bir pozisyonu elde ettiklerinde bile, bu pozisyonun “onlara verilmediğini, hak ettiklerini” göstermek için daha fazla çalışıyor.
Kadınlar daha azına razı
Daha fazla çalışıyor, daha fazla çabalıyor ama terfi alamıyorsanız, yalnız değilsiniz. Cam tavanlar, kadınların kariyer yolculuklarının önünde görünmez bir engel oluşturuyor. Birçok kadın, yeterli deneyime ve yeteneğe sahip olmalarına rağmen yönetim pozisyonlarına ulaşmakta zorlanıyor. Peki, bu nasıl kırılabilir? Kadınlar olarak gücümüzü ve potansiyelimizi kabul etmeliyiz. Öncelikle, kendi değerimizi anlamak ve toplumsal yargıları arkamızda bırakmak gerekiyor.
Cam tavanı gerçekten kırmak
Cam tavanı kırmak sadece bir başarı değil; kendimize ve çevremize olan inancımızın bir göstergesidir. İş hayatında kadınları geride tutan bu zihniyetlerin değişmesi için öncelikle kadınların birbirini desteklemesi gerekiyor. Bu yüzden, iş yerinde bir kadının başarısına tanık olduğunuzda ona “Bravo!” demekten çekinmeyin. Çünkü başarı, tek başına kutlanmaz; paylaşıldıkça büyür.
Seksizm mi? Imposter sendromu mu?
Bazen hissettiğiniz güvensizlik gerçekten sizden kaynaklı mı, yoksa toplumsal normlar mı size bu duyguyu aşılıyor? Bu soruyu kendinize sorun ve yanıtı iyi analiz edin. Çoğu zaman kadınlar, başarılı olduklarında bile “Yeterince iyi değilim” düşüncesine kapılıyor çünkü toplumsal olarak bu kalıplar onları sınırlandırıyor. İşte burada, “imposter sendromu” ile savaşmanın zamanı geldi! Cinsiyet eşitliği yalnızca yasalarda değil, düşünce yapılarında da oturmalı.
Yeterince iyiyiz, hem de fazlasıyla
Cam tavanı kırmak, sektördeki dengeleri değiştirmek zaman alabilir ama unutmayın ki “yeterince iyi” olmak diye bir şey yok. Siz zaten “en iyisi” olma potansiyeline sahipsiniz. Önemli olan, bu gücünüzü görmek ve onu cesurca savunmak. Kariyer yolculuğunuzda kendinizi yetersiz hissettiğinizde, kendinize hatırlatın: “Ben bu başarıyı hak ettim.”
Fotoğraflar: Pexels
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Güzellik yarışmaları: Kapsayıcılık mı? Tek tipçilik mi?