Röportaj

Burcu Beştaş ile kurucusu olduğu Keyif Bebesi’ni konuştuk

Keyif Bebesi markasının kurucusu Burcu Beştaş ile özel hayatı ve markası üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajımızın detaylarına gelin birlikte bakalım.

Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Kendinden bahsetmek biraz genel kalıyor ama ben 1981 doğumluyum… İstanbul’da doğup büyüdüm ama ilk okulun bir bölümünde Eskişehir’e taşınmamızla 16 yıllık Eskişehir maceram başladı. Her zaman hareketli ve yerinde duramayan biri olduğum için liseyi bitirdiğim hafta çalışmaya başladım. Endüstri mühendisliği okuduğum sürede de hep çalıştım ve okulumu da aksatmadan bitirdim. Gezmeyi, eğlenmeyi, konser ve etkinlikleri hep çok sevdiğim için okul ve iş arasında geçen günlerimi bolca da eğlenerek tamamladım.

Mühendis olarak fabrikada çalıştığım dönem sonrası, hayat biraz da tesadüflerle pr sektörüyle yollarımı kesiştirdi. Hiç tecrübem olmadan girdiğim bu iş, benim 15 senelik iş hayatımın ilk adımı oldu. Çok iyi ajanslarda ve çok iyi markalarla çalışma şansı yakaladım. Keyif Bebesi öncesi son 6 sene ise kendi ajansımı yönettim. 

Keyif Bebesi yolculuğunuz nasıl başladı?

Genel olarak araştırmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi çok severim. Bu benim hayatımın her alanında var. Bazen küçücük bir mutfak eşyası alırken bile bolca inceleme yaparım. Kendimi hep analitik ve matematikçi biri olarak tanısam da pr tecrübem benim yazı yazma yönümü açığa çıkarttı sanırım. 2012 yılı gibi Keyif İnsanı isimli bir blog tutuyordum, Keyif Bebesi aslında sadece domain olarak beklemede olan bir siteydi. Keyif Bebesi ilk olarak kızım Eliz’e hamile olduğumu öğrendiğimde, onunla başlayacak yolculuk için seçeceğim eşya ve ürünleri araştırırken doğdu. 

Tüm araştırdığım ve karşılaştırdığım ürünleri Keyif Bebesi blogunda detaylı olarak yazmaya başladım. Bu bir iş değil eğlence idi benim için… Ama zaman içinde fark ettiğim okunma sayıları beni heyecanlandı. Eliz’in doğumu sonrası, o dönem Türkiye’de henüz olmayan ürünleri getirtip kullanırken bu ürünlerin aileler için faydalı olduğunu ve bu tarz niş ürünlerin tek bir kanalda satılmadığını görünce online bir alışveriş macerası başladı. Eliz’in yeni doğduğu dönemde, pr ajansım hala aktif çalışırken bana destek olan bir arkadaşımla geceleri e-ticaret sitesini hayata geçirdik. 2015 yılıydı ve 9 marka yaklaşık 300 ürünle açmıştım siteyi. Bugünse 300 üzeri marka ve 50bin üzeri ürünle satıştayız. Mağazalaşma süreci ise hem bizim fark yarattığımız bu konsepti kurgulamamız, hem de çok çalışmamızla bugüne geldi ve böyle büyümesini izlemek çok ama çok büyük bir heyecan.

Yoğun iş hayatından bunaldığınızda sizi dinlendiren hobilerinizden bahseder misiniz?

Ben çalışmayı çok seviyorum. İşin detaylarına inmeyi ve her detayıyla ilgilenmeyi de çok seviyorum. Çocukluğumdan beri çok yönlü biriydim. Her şeyi aynı anda yapmayı çok severdim. Teknolojiye, arabalara her zaman çok meraklıydım, ama 6 sene baleye gittim, lisanslı yüzdüm, gitar çaldım. Bu çok şeyi aynı anda yapma özelliğim pek değişmedi. Şu anki hayatımda dahil gerçekten çok yoğun çalışan biriyim. Mağazalarımız 7 gün açık olduğu için özellikle avm mağazalarımız 22:00’de kasalarını kapatmadan, evde de bilgisayarımız kapanmaz… 

Hem özel ilgi alanım olması, hem de eğitimimin desteğiyle tüm mağazalarımızı ve mobilyalarını kendim çizip, uygulama ekibimizle tüm inşaat ve açılışını ben yapıyorum. Bu benim en eğlendiğim şeylerden biri. Mağazaların verdiği tecrübeyle geçen sene yine ekibimizle bu kez kendi evimizi ve neredeyse tüm mobilyaları ve eşyaları da kendim çizdim ve çok uğraşarak inşaatını tamamladık. Dekorasyonda tüm ana kalemlerden en küçük detaya kadar haftalarca hatta aylarca araştırıp, seçtiğim tüm ürünler için mağazaları defalarca gezerek tüm tedariği yaptım ve inşaatı bitirince evimize yerleştik. Sanırım inşaat yaparken yaşadığı gerginliklerle eğlenen ve dinlenen tek kişi benim. Herkes çok iyi bilir ki, bir inşaat sürecinin gergin olmadan geçmesi mümkün değil. 

Şu an ben, eşim Aytek ve kızım Eliz, İstanbul’un biraz dış çeperinde, şehre yakın olsak da biraz köy hayatı tadında kendimize ayırdığımız minicik ekim bahçemizde sebzemizi, meyvemizi yetiştirebilmek için heyecan içindeyiz. Bunu araştırmak ve deneme yapmak benim için çok heyecanlı. Bunun için çok okuyup araştırıyorum. Bu dönem doğa ve evde vakit geçirmek beni çok dinlendiriyor. 

Doğaya dönüş size iyi geliyor diyebilir miyiz?

Hep çok yoğun ve koşturmacalı bir hayatım oldu. Mesleğim ve genel kişiliğim sayesinde binlerce kişilik telefon rehberi, bol trafik, bitmeyen yoğunluklar ve bol aksiyonlu bir hayat yaşadım. Bir yandan da doğayı hep çok sevdim. Dediğim gibi biraz çelişkili şeyleri aynı anda seven biriyim. Ama bu yaşımda ve bugünkü hayatımda akşam eve gelince, evin önünden geçen kaz sürüsünü izlemek ve minicik bir domatesin büyüyüşünü görmek çok keyif veriyor ve beni çok dinlendiriyor.

Sadece ben değil biz ailece doğayı ve hayvanları hep çok seviyoruz. Hatta bu kurguda kızım Eliz’in, ben ve Aytek’ten bile daha üst seviyede mutlu olduğunu söyleyebilirim. Onunla bu hayatı, böyle eğlenerek yaşayabilmek çok daha keyifli. 5 yıl içinde sahiplendiğimiz 3 kedimiz, bahçedeki işlerimiz, evdeki işlerimizi bir iş bölümüyle yapmak onu da çok eğlendiriyor. Çok çalıştığımız ama evde ailece eğlendiğimiz bir hayat kurduk ve bunu hep birlikte sürdürüyoruz. Arkadaşlarımızla ve çok sevdiğimiz insanlarla görüşmek, konser ve farklı dokuda yerleri keşfetmek bizim ailece diğer eğlencelerimiz. 

İş hayatında başarının sırrı sizce nedir?

Klasik olacak ama ben iş hayatında başarının çalışmak olduğunu söyleyeceğim. Ama çalışmak derken boş boş ve çok çalışmak değil, sistemli ve çok yönlü çalışmak başarı getiriyor bence. Benim tecrübeme göre sadece verilen bir görevi yapıp, işe bir katkıda bulunma çabası olmayan biri başarıya gidemiyor. Başarı emek ister, araştırıp kendini geliştirme ister ki artık bunun çok kolay olduğunu düşünüyorum. Eğitim ve bilgi o kadar erişilebilir ki, yeter ki siz bunu arayın ve öğrenmek isteyin. 

Bir de kritik nokta var tabi ki… O da yaptığın işi sevmek. Sevmeden zorla yapılan bir işin çıktısının iyi olduğunu hiç görmedim. Evet iş hayatı zor ama bence ne yapmak istediğini bilmek, ona yönelmek başarılı olmanın ilk adımı diyebilirim. 

Yeni girişimlerde bulunacak kişilere önerileriniz neler?

Buna yanıtım çok basit ve net! Hayal ettiği işi iyi planlaması, yapacağı işin her aşama ve adımını tecrübe etmesi ve sistemli olması! Bir iş ekibiniz iyiyse büyüyor ama o ekibi kurarken işin en minik adımını bile biliyor olmalısınız.

Ben işin başında değil içinde olduğumuz için Keyif Bebesi’ni böyle güzel bir yere taşıyabildiğimize inanıyorum. Kurduktan sonra eşim Aytek’in bana yardım ederken işin en önemli yapı taşlarını benden devralmasıyla, her bir adım taşını tek tek elle koyduk ve zaman içinde doğru ekiplerimize devrettik. Ama olası bir durumda ben hala tüm yazılım, websitesi yönetimi, satış, pazarlama, dijital, sosyal medya aklınıza gelecek tüm adımları yapabilir halde aktif olarak işin içindeyim. İşi doğru kişilere teslim edebilmek için her adımı tecrübe etmenin şart olduğuna inanıyorum.   

İlerleyen süreçte markanız ve kendiniz adına hedefleriniz neler? 

Hep ileri gitmeye çalışmak çok keyifli benim için… Keyif Bebesi için de daha gidebileceğimiz çok yol var. Çok güzel yorumlar alıyor ve çok güzel gelişmeler yaşıyoruz. Mağazalaşma sürecimizi hızlandırma kararı almamızla önümüzdeki dönem İstanbul ve diğer şehirlerimizde daha çok Keyif Bebesi mağazası görebileceksiniz. Bir başka heyecan ise hazırlıklarına devam ettiğimiz ve kendimizin üreteceği markamız olacak. Bununla birlikte yurtdışı atılımı yapma planımız var ve çalışmalarımızı da başlattık. Çok keyifli ve büyüyen bir ekibimiz var. Bu hayallerimizi, hep birlikte çalışarak başaracağız… 

Kendim için artık biraz daha bireysel hayal ve hedeflerim var. Yemek yapmayı çok seviyorum o yüzden mutfak ve bahçe işleri için bazı temel eğitimler almak istiyorum. Yapmak isteyip yapamadığım bir şey var o da ‘tatil’… Önümüzdeki dönem için hayalim, ailece minik kaçamaklar bile olsa yeni yerler görüp, gezmek, yenilenip işe döndüğüm dönemler olması. Ailece hem Türkiye, hem de yurtdışında gezmek istediğim çok yer var. Bunu da hayal listemin en başına yazdım…