Licia İstanbul markasının kurucusu ve kreatif direktörü Merve Çakır ile moda yolcuğu, markası ve tasarım süreçleri üzerine konuştuk.
Merve Çakır kimdir? Kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
Merve Çakır 2020 yılında kendi markası Licia İstanbul’u kurmuş olan bir moda tasarımcısıdır. Licia’yı, Akdeniz’in doğal güzelliklerinden ve Antik Likya’nın zengin kültürel mirasından ilham alarak, zamansız şıklığı sürdürülebilir modayla buluşturan bir marka olarak tanımlayabilirim.
Moda yolculuğunuz nasıl başladı? Sizi bu alana çeken ne oldu?
İstanbul Üniversitesi Fransızca Tercümanlık bölümü mezunuyum. Öğrenim hayatım boyunca resim eğitimi de aldım. Üniversiteden mezun olduktan sonra uzun yıllar kurumsal firmalarda görev aldim. Ancak sonunda kendi kanatlarımla uçma arzum ağır bastı ve çocukluğumdan bu yana devam eden resim tutkumu, moda dünyasının yaratıcılığıyla birleştirmeye karar verdim. Yaratımın gücüne inanıyorum ve evrendeki hayranlık uyandırıcı detayları tasarımlarımla buluşturuyorum.
Licia İstanbul markasının kuruluş hikayesinden bahsedebilir misiniz? Markanızın arkasındaki felsefe nedir?
Akdeniz’in güneşli kıyılarından doğan Licia, adını ve ilhamını, büyük bir hayranlıkla bağlı olduğum Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi’ndeki Teke Yarımadası’nda bulunan Antik Likya’dan almıştır. Bu büyüleyici coğrafyanın güzelliği, markamızın her bir detayında kendini gösterir.Licia olarak, doğanın gücüne ve ilham verme yeteneğine inanıyoruz. Doğanın ve Antik Likya’nın eşsiz mirasından esinlenerek hazırladığımız koleksiyonlarımızda, zamansız şıklığı sürdürülebilir modayla buluşturuyoruz. Koleksiyonlarımızda yalnızca sürdürülebilir modaya uygun değil, aynı zamanda çevreye saygılı, özgün ürünler yer alıyor. Lüks keten, nefes alabilen muslin, geleneksel şile bezi ve yumuşak pamuklu örgüler gibi %100 doğal dokuma organik kumaşlar kullanarak, her bir parçayı büyük bir özenle tasarlıyoruz. Etiketlerimiz ve pamuklu yaka kartlarımız geri dönüştürülebilir malzemelerden üretiliyor ve üretim sürecimizin her aşamasının gezegene saygılı olmasını sağlıyoruz. Licia, sadece bir marka değil; bir yaşam tarzıdır. Akdeniz’in rahatlığını, neşesini ve doğaya duyulan saygıyı ruhunun derinliklerinde barındırır.
Merve Hanım, sizin tasarım süreciniz nasıl işliyor? İlham kaynaklarınız neler?
İlham kaynaklarım arasında, Antik Likya’nın tarihi dokusu, Akdeniz’in muhteşem doğası ve bölgenin kendine has kültürel mirası başı çeker. Bu unsurlar, tasarımlarıma ruh ve karakter katarken, modern ve sürdürülebilir bir anlayışla yeniden yorumlanır. Doğanın her detayından ilham alarak yarattığım tasarımlarda, rahatlığı ve kendimizi en iyi hissettiğimiz anları buluşturuyorum.Tasarım ekibimizde yer alan Gizem Girgin de aynı felsefeyi sürdürüyor. Gizem’in doğaya duyduğu derin sevgi ve sürdürülebilir moda konusundaki tutkulu yaklaşımı, Licia’nın koleksiyonlarına eşsiz bir değer katıyor. Tasarımlarımızın her aşamasında, doğanın ilham verici gücünü ve Antik Likya’nın zengin mirasını modern dokunuşlarla birleştiriyoruz. Licia olarak, her kadının dolabında yer alacak ve giydiklerinde kendilerini rahat ve özgün hissedecekleri kıyafetler tasarlıyoruz. Amacımız, kadınların günlük yaşamlarında kendilerini en iyi şekilde ifade edebilecekleri ve konforu şıklıkla buluşturacakları parçalar yaratmak. Doğanın ilhamıyla şekillenen bu yolculukta, Licia’nın sunduğu stil, sürdürülebilirlik ve Akdeniz cazibesinin eşsiz karışımını deneyimlemek üzere sizi de aramızda görmekten büyük mutluluk duyuyoruz.
Size göre, bugüne kadar kariyer yolcuğunuzun en keskin virajı ne oldu? Hangi olayı en büyük başarınız olarak tanımlarsınız?
Kariyer yolculuğumun en keskin virajı, Licia’yı sürdürülebilir moda alanında güçlü bir marka olarak konumlandırmaya karar verdiğim an oldu. Bu, sadece iş modelimizi değil, aynı zamanda üretim süreçlerimizi, materyal seçimlerimizi ve işbirliklerimizi de kökten değiştirdi. Organik kumaşlar ve zamansız parçalar seçmek, daha zor ve maliyetli bir yolculuk anlamına gelse de, bu tercihlerimizle doğaya ve insanlara duyduğumuz saygıyı en iyi şekilde yansıtmayı başardık. En büyük başarımız ise, bu değişim sürecini başarıyla tamamlayarak, çevre dostu, sürdürülebilir ve yüksek kalitedeki ürünlerimizle tasarımlar yaratmak oldu. Özellikle Akdeniz’in büyüleyici doğasından ilham alarak hazırladığımız koleksiyonların büyük ilgi görmesi ve bu ilgiyle birlikte markamızın uluslararası alanda da tanınmaya başlaması, bizim için büyük bir gurur kaynağı.
Uluslararası alanda da tanınan bir marka olma yolunda girişimleriniz var mı?
Evet, uluslararası alanda tanınan bir marka olma hedefimiz doğrultusunda çeşitli girişimlerde bulunuyoruz. Özellikle dijital platformlarda güçlü bir varlık oluşturarak, ürünlerimizi global pazarlara tanıtıyoruz. Ayrıca, moda alanında faaliyet gösteren uluslararası fuar ve etkinliklere katılarak, hem marka bilinirliğimizi artırıyor hem de dünya genelindeki moda severlerle buluşma fırsatı yakalıyoruz. Bunun yanı sıra, Amerika bölgesi ve özellikle Miami’de bazı iş ortaklıkları ve satış noktalarımız bulunmakta, Licia’nın özgün ve çevre dostu tasarımlarını daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyoruz.
Kişisel tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Kişisel tarzımı zamansız şıklık ve rahatlığın mükemmel dengesi olarak tanımlayabilirim. Doğal ve kaliteli materyallerden yapılmış, sade ama zarif parçalar giymeyi tercih ederim. Aynı zamanda, sürdürülebilirlik benim için çok önemli, bu yüzden giydiğim kıyafetlerin çevreye duyarlı ve kaliteli materyaller olmasına özen gösteririm. Licia’nın tasarımlarının da bu felsefeyi yansıtması, kendi tarzımla birebir örtüşüyor.
Stil ikonlarınız kimler?
Stil ikonlarım arasında Jane Birkin gibi zamansız moda ikonları yer alıyor. Sade ama etkileyici tarzı, benim moda anlayışıma ilham veriyor. Ayrıca, Audrey Hepburn’ün zarafeti ve Phoebe Philo’nun minimalizmi de tarzımı şekillendiren önemli etkenler arasında. Ancak, stil ikonlarıyla kendimi sınırlamıyorum. Evrenin sunduğu eşsiz detaylara duyduğum hayranlık ve yaratımın gücüne olan inancım, tasarımlarımı besleyen en önemli unsurlar arasında. Doğanın her bir ayrıntısı, kültürel zenginlikler ve evrendeki sonsuz detaylar bana her zaman ilham olmuştur.
2024-25 yazında sizi en heyecanlandıran trendler hangileri?
2024-25 yazında beni en çok heyecanlandıran trendler arasında doğal ve yüksek kaliteli materyallerin kullanımı, oversize ve rahat kesimler, elbiseler ve doğadan ilham alan desenler yer alıyor. Ayrıca, doğayla uyumlu pastel tonlar ve canlı renklerin bir arada kullanılması, yaz sezonunun dinamik ve enerjik ruhunu yansıtacağını düşünüyorum. Licia olarak, bu trendlerikoleksiyonlarımıza entegre ederek, hem modaya uygun hemde kendilerinden bir şeyler bulabildikleri tasarımlarla rahatlık sunmayı hedefliyoruz.