Modern romantizmin dijital dünyasında bir restoranda veya sosyal bir etkinlikte birileri ile flört etmek yerine potansiyel romantik partnerlerimizi parmaklarımızın ucunda arıyoruz. Peki dating app’ler aşkı bulmanın modern yolu mu, yoksa kadın düşmanlığının yeni yüzü mü?
Photo by Tetiana SHYSHKINA on Unsplash
Takvimler dolu, kalpler Boş: modern kadının ‘Dating app’ serüveni
Sadece birkaç kaydırma hareketiyle potansiyel romantik partnere ulaşılan tanışma uygulamalarını kullanan kadınların çoğu orta-üst gelirli ve iş hayatında aktif kadınlar. İş hayatındaki kadınlar yoğun tempoda ve kısıtlı zamanda aşk hayatlarını da ihmal etmek istemiyor. Her gün dolup taşan takvimler, bitmek bilmeyen toplantılar ve sürekli değişen iş hedeflerinin arasında romantik bir ilişki bulmanın en basit yolu olan tanışma uygulamaları sayesinde kadınlar istedikleri zaman diliminde istedikleri tür ilişkiye kendi inisiyatifleri ile karar veriyorlar.
Peki, bu modern flört etme yöntemi gerçekten kadınlar için özgürleştirici mi yoksa sadece yeni nesil bir baş belası mı?
‘Sağa kaydır dünyası’nın parlak yanları
Piyasadaki en popüler platformlardan biri, kendisini kadınları güçlendirmek için tasarlanmış feminist bir dating app olarak tanıtıyor. Uygulamanın web sitesinde yer alan bilgilere göre, uygulama kendisini kadın olarak tanımlayan kullanıcıların eşleştikleri erkeklere ilk mesajı atarak iletişim başlatmasını zorunlu kılarak “flörtün eski kurallarına meydan okumak” için geliştirildi. Uygulamanın ismi ise bir arı kovanı fikrinden geliyor: Son derece saygılı, birlikte iyi çalışan bir toplum; elbette kararları kraliçe arı veriyor.
Kraliçeler gibi seçim özgürlüğü
Kadın kullanıcı, bir erkekle eşleştiğinde, ilk 24 saatte erkeğe mesaj atmazsa bu uygulamada eşleşme ortadan kalkıyor. Kadınlar inisiyatifi ele alırken, ilk adımı atarak kiminle konuşmak istediklerine kendileri karar veriyorlar. Bunu bir düşünün. Geleneksel cinsiyet normlarının aksine, şatoda kurtarılmayı bekleyen prenses ilk mesajı atması için erkeklerin kapısını çalmasını beklemek yerine, kendi aşk yolculuğunu kendisi yönetiyor. Dijitalde!
Uluslararası çeşitlilik
Feminizm, eşitlik ve adil erişim ilkeleri üzerine kuruludur. Parmaklarımızla sağa sola kaydırarak aşkı aradığımız bu modern dünyada pasaporta gerek yok! İtalya’dan bir şef, Japonya’dan bir mühendis, Brezilya’dan ateşli bir dansçı… Kim bilir, modern romantizmin dijital dünyasında, yeterince kaydırırsak belki gerçek aşkı bile bulabiliriz.
“Sola kaydır” kabusu: Her eşleşme bir skor
Birçok erkek kullanıcı ise, dating uygulamalarındaki eşleşmelerini bir skor olarak görüyor ve herkese “evet” diyerek ilerliyor. Çoğu, bir kadının profil bilgilerini yalnızca eşleştikten sonra okurken, profilleri dikkatlice değerlendirmek yerine yalnızca profil fotoğrafına dayanarak sağa kaydırmayı tercih ediyor. Bu bağlamda radikal feministler, uygulamaların ilişkilerde yüzeyselliği teşvik ettiğini, kadınları sadece ‘profil fotoğrafına’ indirgediğini ve onları nesneleştirdiği düşünüyor.
Duygusal roller-coaster
Bir gün harika gidiyor, ertesi gün ‘görüldü’ atılıyor. Bu duygusal iniş çıkışlar, kalp ve akıl arasında sürekli bir savaş yaratıyor. Her ‘match’ yeni bir umut, her “unmatch” bir hayal kırıklığı.
“Seçenek bolluğu” paradoksu
Her kaydırışta yeni bir yüz, yeni bir profil. Peki acaba daha iyisi var mı?
Ayrılık: gözyaşı mı, ‘unfollow’ mu?
Dating uygulamaları, kadın erkek fark etmeksizin kullanıcıların ihtiyaçlarına yönelik tasarlanan ve hayatımızdaki her şeyin hızla değişip dönüşmesine ayak uyduran teknolojinin bir uzantısı. Çağımızın bir yansıması ve ‘çabuk tüketim’ kültürünün bir parçası olan modern romantizmin dijital dünyasında ise ilişkiler birer fast-food menüsü: Hızlı, doyurucu ama pek de besleyici değil. Acıkma garantili.