Kimliğinizi en iyi şekilde taşıyacak stil hangisi hiç düşünüdünüz mü? Bunun için siz modanın uçsuz bucaksız dehlizlerine inmeden, biz sizi adeta Anadolu’nun “rock starı” gibi hissettirecek ZEY’in Kurucusu ve Tasarımcısı Zeynep Ağırbaş ile tanıştıralım. Hazırsanız Anadolu topraklarından dünyaya açılan tasarımların izini sürmeye başlayalım.
Bahar aylarının gelmesiyle birlikte podyumlar büyük moda defilelerine sahne olurken, siz de içinizdeki enerjiyi stilinizle yansıtmak mı istiyorsunuz? Elbette kendinizi renklerle, kumaşlarla, farklı kıyafetlerle bir duruş yaratarak anlatmak kadar hem doğrudan hem de dikkat çekici bir yöntem olamaz. Peki, kimliğinizi en iyi şekilde taşıyacak stil hangisi? Hem benimsediğiniz kültürü hem de modern fikirlerinizi, zevklerinizi, ilgi alanlarınızı harmanlayarak yeni ve benzersiz bir tarza sahip olmanızı sağlayacak tasarımlar var mı? Hiç şüphe duymanıza gerek yok, siz uçsuz bucaksız moda dünyasının dehlizlerine girmeden, sizi adeta Anadolu’nun “rock starı” gibi hissettirecek ZEY’in Kurucusu ve Tasarımcısı Zeynep Ağırbaş ile tanıştıralım.
Türkiye’den dünyaya uzanan moda yolculuğu
“Rock star” temasıyla hazırladığı koleksiyonlarıyla yalnız Türkiye’de değil, Londra Moda Haftası gibi önemli etkinliklerde de adından söz ettiren ZEY markasının Kurucusu ve Tasarımcısı Zeynep Ağırbaş, geleneksel zanaatleri yenilikçi tasarımlarımla birleştirerek kültürel mirasımızı uluslararası arenada tanıtıyor. Kendi yaratıcı sesini, Anadolu’nun kültürel mirasını moda aracılığıyla sürdürülebilir kılıyor. Gelin, Zeynep Ağırbaş’ın dünya çapında ses getiren koleksiyonlarını yakından inceleyelim.
Anadolu’nun göçmen kadınından rock star tasarımlarına
Prestijli moda dergilerin UK edisyonlarında “gelecekte takip edilmesi gereken genç moda tasarımcıları” arasına girmeyi başaran Zeynep Ağırbaş, henüz ilk koleksiyonu olan Psychedelic Anatolia ile büyük ilgi toplamıştı. Bu koleksiyon, tasarımcının Anadolu’dan göçebe bir kadının karakteri etrafında şekillendirdiği serüveni yansıtıyor. Tasarımlar, Anadolu’nun renkli kilim ve çiçek motifleri ile mistik saykodelik baskıların cesur bir senteziyle öne çıkıyor. Örneğin, koleksiyondaki örgü parçalar, fabrikalarda stokta kullanılmayan yünleri değerlendirilerek üretiliyor. Anadolu’nun tutumluluğunu yansıtmak için atık ve stok malzemeler kullanılıyor. Ayrıca, koleksiyonun parçaları farklı zanaatkârlarla birlikte üretiliyor. Ayakkabı ustalarının işbirliğiyle özel çizmeler tasarlanırken, ev kadınları boncuk işi detaylar ekliyor. Bu yaklaşım, hem tasarımların kalitesini artırıyor hem de koleksiyonun özgünlüğünü vurguluyor.
ZEY’in Kurucusu ve Tasarımcısı Zeynep Ağırbaş’ın “Antakya Tales | Antakya Masalları” isimli ikinci koleksiyonu, Anadolu’nun zarafet ve cesaretini modern bir yorumla harmanlayan tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Koleksiyonda kullanılan kumaşların Antakya’daki zanaatkârlar tarafından 6 Şubat’da meydana gelen yıkıcı depremden kurtarılan dokumalardan üretildiği biliniyor. Böylece tasarımların arkasındaki derin hikaye ve yerel bağlantı dolaylı bir şekilde hissediliyor.
Londra Moda Haftası’ndaki yerini aldı
Ağırbaş’ın Anadolu’dan aldığı ilham ve kültürel zenginlik, koleksiyonun her parçasında açıkça görülürken, tasarımların çok yönlü ve amaçlı olması da dikkat çekiyor. Her parça, sokak stilinden sahne performansına kadar geniş bir kullanım alanına sahip… Kişinin ruh haline göre farklı kombinasyonlarla bir araya getirilebiliyor. Koleksiyondaki el işçiliği ve dokuma teknikleri, tasarımların kalitesini ve özgünlüğünü vurgularken, koleksiyonun yarattığı sosyal etki de markanın temel değerlerini tescilliyor.