Sesle meditasyon ve somatik deneyimleme uygulayıcısı, meditasyon eğitmeni Rida Kıraşı ile sesle meditasyonu, kullandığı teknikleri ve ilgi alanlarını konuştuk.
Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Nerede büyüdünüz?
Çok sesli ve pek kendimi duyacak bir alanımın olmadığı çok kalabalık bir ailede, Tarsus’ta büyüdüm. Tarsus Amerikan Koleji’ni bitirdikten sonra İstanbul’a Marmara Üniversitesi’nde üniversite okumaya geldim ve bitirdiğimde kurumsal birtakım stajlarda kendimi bulamayıp sırf eğlenceli olduğu için bir reklam ajansına girdim. Eğlendim ancak stresin etkileri baş göstermeye başladı altıncı senenin sonunda. Anksiyete problemlerim başlayınca o dönemki terapistim yönlendirdi diye meditasyona başladım. İlk hocamla yaptığım ilk meditasyon o kadar beni etkiledi ki kendisi ile senelerce çalıştım ve ilk eğitimimi ondan aldım. Daha sonra sesle meditasyon konusunda derinleşmek istediğim için British Academy of Sound Therapy’den Ses Şifası Terapistliği eğitimini tamamladım ve bireyler ve gruplarla ses üzerine çalışmaya başladım. Fiziksel ve duygusal bedenin, geçmişin izlerini ve geleceğin korkularını taşıdığını fark etmemle birlikte Yoga Terapi, Hareket ve Dans Terapisi gibi eğitimler sonrasında beden ve sinir sistemi konusunda derinleşmek üzere Somatik Deneyimleme® Beden Farkındalığı ile Travma Çözümlemesi ve Stres Yönetimi eğitimini ve Integral Somatik Psikoloji eğitimini tamamladım.
Hiç bilmeyen birisi için Sesle Meditasyonu açıklayabilir misiniz?
Sesle meditasyon temelinde beyin dalgalarını meditatif bir yere davet eden bir meditasyon uygulaması aslında. Sesle meditasyon uygulayıcısı grubun ya da kişinin ihtiyacına göre enstrüman ve teknik seçer ve bir ses küresi oluşturur. Beyin dalgalarının uyumlanması prensibini temel olarak alır ve sinir sisteminin sakinleşmesi kendini öz düzenleyecek bir aralığa gelmesi için kullanılır. Günümüzdeki birçok psikosomatik rahatsızlığın temeli stres olduğundan stres kaynaklı her konu çalışma alanına girer. Fizyolojik faydalarının yanı sıra, sesle meditasyon diğer meditasyon tekniklerinde olduğu gibi kişinin ‘tanıklık hali’ni geliştirmeyi amaçlar. Kişinin kendi düşüncelerine, duyumsalarına, tepkilerine ve duygularına tanıklık edebilmesi, onlarla bir parça mesafelenebilmesi demektir. Bu bir kas gibi geliştirilebilir ve sesin kişideki yansımasını gözlemlemesi, ses esnasında oluşan ‘rezistans’ (rahatsızlık) ‘rezonans’ (yansıma) ve ‘release’ (boşalım)’ı takip etmesi ve bunlara tanıklık edebilmesi hayatın zorlukları içerisinde de tepki yerine yanıt verebileceği bir alanı yaratmaya katkı sağlar.
Sesle meditasyona olan ilginize ne ilham verdi?
Glastonbury müzik festivalindeki ‘healing field’ ismi verilen şifa alanı ilhamı verdi. Gong’ları ilk defa orada duydum ve büyülendim. Çok konuşan ve kelimeleri kullanarak kendinden kaçan bir insan olarak sözsüz bir alanda insanın kendisi ile yakınlaşması bana büyüleyici geldi. Festivalde olduğum her gün oradaki sesle meditasyon uygulayıcılarına çekildim ve onları dinledim. Nereden öğrendiklerini sordum, okulumu söylediler, ben de gittim. Seneler içerisinde şimdi görüyorum ki kendi erken çocukluk dönemimdeki söz öncesi dönemde karşılanmamış ihtiyaçlarım beni sesle meditasyon alanına itmiş. Sesin bir sarmalayışı, kapsayıcılığı ve tam ve bütün hissettirme hali var, sözün ötesinde bir iletişimi de beni çeken onu tatmak oldu.
Soundala Therapy’i nasıl kurmaya karar verdiniz?
Bir Hindistan inzivasında kalbim çok kırık iken gittiğim bir mandala kursundaki hoca bana ‘Take your broken heart and make it into art’ demişti. Nedense o an çok etkilenmiştim. Kalp kırıklığımı bir şeye dönüştürme fikri beni çok heyecanlandırmıştı. Üç gün sabah akşam mandala çizerken sürekli mantralar dinliyorduk. Bir anda ses küresi – sound sphere – mandala derken soundala çıktı ortaya ve orada kurmaya karar verdim.
Çalışmalarınızda ses ile meditasyonu sinir sistemi düzenleme uygulamalarıyla birleştiriyorsunuz. Bu tekniklerden bahsedebilir misiniz?
Meditasyonun sinir sisteminin regüle olma hali ile çok yakından bir alakası var. Örneğin ben yıllarca meditasyonda olduğumu sanarken aslında disosiye olup donmaya girdiğimi somatik deneyimleme eğitimlerimden sonra anladım. Bu yüzden kendi çalışmalarımın temeli sinir sistemi. Regüle olmakta yani kendini düzenlemekte ve güvende hissetmekte zorlanan bir sinir sisteminin meditasyon halinde kalması biraz lüks kaçıyor. Travma örüntüleri ise geçmişin izlerini ana döküyor. Bu yüzden bireysel ve grup çalışmalarında biraz sinir sistemi prensiplerinden bahsediyor ve merkezine sinir sistemi regülasyonunu alarak meditasyon pratiklerini uygulamayı seviyorum.
Bugüne kadar nerelerde sesle meditasyonda kalabalıklarla buluştunuz?
Şu ana kadar üç kere Zorlu PSM’de sold out etkinliklerimiz oldu ki bu tip 150 kişilik etkinlikler az sayıda olmakla birlikte bize çok keyif veriyor. 2013’te de 16 kere İBB ile ortak bir şekilde Şerefiye Sarnıcı’nda etkinliklerimiz oldu. Büyülü bir atmosferle sesin şifasının birleşmesi çok güzeldi.
Meditasyon eğitmeni olarak rutinleriniz var mı?
Bir çocuk sahibi olmadan önceki saatlerce süren sabah rutinlerimi özlüyorum. Anne olduktan sonra uykumdan feragat ederek sağlamaya çalıştığım rutinim 15-20 dakika boyunca bedenimin ihtiyaç duyduğu bir hareket oluyor. Bu bazen yoga, bazen chi gong, bazen otantik hareket denilen bir hareket prensibi oluyor. Hareket ile bedenimi uykudan açıktan sonra 10-15 dakikalık bir sesle meditasyona oturma seansım oluyor. Eskiden bunu yazı yazarak devam ettirir ve sürelerim bunların iki katı olurdu ancak öyle bir fırsatım olmuyor.
Şu ana kadar en çok hediye ettiğiniz kitap hangisi?
Eckart Tolle ‘Şimdinin Gücü’ ve Khrishnananda & Amana ‘İlişkilerin ABC’si’
Meditasyon yapmak ama nereden başlayacağını bilmeyen birine ne önerirsiniz?
Farklı meditasyon yöntemleri denemesini ve fayda sağlayıp sağlamadığına bakmasını. Bu alışkanlık bir fayda görmedikçe sadece yanına işaret atılmak için yapılacak bir pratik değil. Ve sinir sistemimiz de bir şeyi yapmak için bir fayda görmek isteyebiliyor. Herkese uygun bir meditasyon tekniği yok. Harika meditasyon uygulamaları var onlardan biri ile farklı teknikler denemelerini önerirdim.
Şu anda en çok tutkulu olduğunuz şey nedir?
Şarkı söylemek. Seneler içerisinde ses çıkarmaktan öteye geçmemiştim ancak bu sene yeni yeni şarkı söyleme heyecanım var, buna çalışıyorum. Bir de şarkı sözlerim var, onları şarkılara dönüştürmek için tutkuluyum. Bir de bir kitap yazmaya başladım, hiç biter mi, bitse de o kitap çıkar mı çıkmaz mı bilinmez ama ona da ayrıca heyecanlanıyorum.