Haute Couture Haftası, uzun süre akıllardan çıkmayacak Maison Margiela İlkbahar/Yaz 2024 şovuyla kapanışını yaptı. Dramatik balo kıyafetleri, kum saati formları, tebeşir şeritli takımlar, sulu boya efektli transparan elbiseler ve mikro bel korselerinin öne çıktığı koleksiyon, kreatif direktör John Galliano’nun markalaşma, gelir ve pazarlama başlıklarından uzaklaşıp yalnızca yaratıcı vizyonunu ortaya koyarak 90’lardaki versiyonunun geri dönüşünü müjdeliyor.
1920’ler ve 1930’lar Paris’inin ıslak, tekinsiz sokakları, barları ve genelevleri, seks işçileri, pavyon müdürleri, suçluları, evsizleri ve drag queenler’i… Hepsi Maison Margiela için muhteşem birer referanstı ve moda evi, John Galliano önderliğinde, Paris Haute Couture Haftası’nın diğer tüm defilelerini geride bıraktı. Galliano ve Margiela evrenini mükemmel bir şekilde bir araya getiren koleksiyon, vücut şekillendirme ve değiştirme gibi tüm Galliano tarzlarının yanı sıra, yapısökümden çürüme övgülerine, yüz kaplamalarından fetişizme kadar pek çok derin Margiela kodu da içeriyor.
Maison’un 2020 yılından beri ilk kez haute couture takviminde yer aldığı sunum ‘art nouveau’ ve Viktoryen dönem unsurlarını yeniden yorumlayan transparan elbiselerle başladı. Drapeli ve nakış detaylı siyah şeffaf elbiseler ve stilize edilmiş siyah görünümlerin ardından hızla vücut modifikasyonları ve protezler içeren abartılı silüetlere geçildi. Ve son olarak, oyuncu Gwendoline Christie’nin taşıdığı bir vinil korseli elbise geldi.
Koleksiyonda sıklıkla karşımıza çıkan korseler, kalıplaşmış güzellik algısına psikolojik ve politik bir bakıştı. Su çekmiş ya da yağmur altında kalmış gibi ıslak görünen kumaşlar için silikon işlemleri yapılıdı. Tüvit kumaşlar yapıştırıcı ve krep ile işlendi, malzeme küçültülmek ve şekillendirilmek için kaynatıldı. Dikişsiz gibi görünen dantel elbiseler dekupaj tekniğiyle işlendi. Boyunlardaki porselen görünümlü parçalar cilalanmış derilerden yapıldı. Transparan elbiselerin altından görünen ‘Merkin’ler yani kasık perukları; frengi yıllarındaki seks işçilerinin hikayesinden küçük ama önemli bir detay veriyor.
John Galliano şüphesiz ki moda şovlarının ustası. Koleksiyon ve gösteri için kendi ekibi ile tüm detaylara aylarca zaman harcadı. Modayı sanatsal ve teknik anlamda zirveye taşıyan, “couture”ün anlamını genişleten bu şovun adı “Artisanal/Ustalık”dan başka bir şey olamazdı elbette.
