Bu yıl Kadınlar Günü’nü süslü sözlerle kutlamak yerine, sorunlarımızı çözmek için çalışan bir kadına kulak vermek istedik. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’nin Genel Sekreteri Fidan Ataselim’e birkaç soru sorduk.
Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun kuruluşundan itibaren kadın cinayetlerini durdurmak için, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için mücadele eden kadınlardan biriyim. Platformumuzun genel sekreterlik görevini sürdürmekteyim.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ni nasıl kurmaya karar verdiniz? Bu platformu bize kısaca anlatabilir misiniz?
Hepimizin hatırasında yer etmiş olan Münevver Karabulut cinayetinin ardından 2010 yılında kadın cinayetlerinin toplumun kadınlarla ilgili en önemli sorunu olduğunu tespit ederek durdurmak üzere hedefimizi de örgütümüzün ismi yaparak kurduk platformu. Sorunun boyutlarını görmek ve analiz edebilmek için veriye ihtiyacımız vardı ve o dönemde tek veri 2009 yılında Adalet bakanlığının kadın cinayetleri son 7 yılda %1400 arttı verisiydi. Kadın cinayetleri 3. Sayfa haberi olarak kalıyor sebeplerine ve çözüme ilişkin yapısal düzenlemeler yapılmıyordu, mevcut yasalar uygulanmıyordu. Öncelikle sorunun toplumsal olduğu anlatmak üzere her hafta o hafta öldürülen kadınların yaşamlarını anlattığımız ve çözümü de ifade ettiğimiz öldürülen kadınların gülen yüzlerini ellerimizde taşıdığımız haftalık yürüyüşlerle başladık. Toplumsal sorunun çözümünün kamusal olduğunu tespit ederek de kadınlar başta hayattayken etkin korunması bir şiddet ortaya çıktığında da etkin süreç işletilmesi cinayet olduğunda caydırıcı cezaların verilmesi gibi bütünsel bir mücadele yürütmeye başladık. Bu yüzden bizim için İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddete karşı mücadelede, kadın cinayetlerini durdurma mücadelemizde seneler içerisinde en önemli konumuz oldu.
Platformumuz öldürülen kadınların ailelerinin kuruculuğuyla birlikte 2012 yılında dernekleşti. Kadın cinayeti, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı davaları gönüllü hukukçularımız ve üyelerimizle takipler gerçekleştiriyoruz. 02129124243 telefon hattımızla şiddete uğrayan ya da bilgi almak isteyen herkesi yönlendirmeye çalışıyor ve elimizde geleni yapıyoruz. Her ay basından ve bize ulaşan bilgilerden kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümü verileri raporluyor analiz ediyor kamuoyuyla paylaşıyoruz. İllerde Kadın Meclisleri kurarak meclis tarzı örgütlenmeyi benimsiyoruz. Tüm kararlarımızı Meclislerde katılan tüm kadınlarla birlikte alıyoruz. Sistematik, sürekliliği olan organlı bir işleyişimiz var. Kamu kurumlarıyla gerektiğinde muhataplık ilişkisi kuruyoruz kimi zaman kadınların haklarıyla ilgili kimi zaman refleks kimi zaman kitlesel protestolar gerçekleştiriyoruz.
8 Mart Dünya Kadınlar gününün sizler için anlamı ve önemi nedir? Dünyanın dört bir yanında kutlanan bu özel günde Türkiye’de biz neler yapabiliriz?
8 Mart Dünya Kadınlar günü her günün politik mücadelesini yürüten bizler için sadece bir günle sınırlı bir şey değil ama elbette ki dünyanın birçok yerinde olduğu gibi o dönemin en önemli sorunlarını ve çözümlerimizi ortaya koyacağımız hepimizin tüm kentlerde meydanlarda olduğumuz bir mücadele günü.
Türkiye’de maalesef özellikle 10 ilimizi etkileyen bu yıkıcı deprem felaketinin içerisinde bir 8 Mart yaşıyoruz. Bizler bütünsel mücadelemizde yaşanan her toplumsal sorunun hem kadınlar ve LGBTİQ+’lar hem çocuklar bakımından etkisini ele aldığımız gibi bu toplumsal sorunlarda tüm eşitsizliğe uğrayanlar için de politika geliştiriyoruz. Dolayısıyla esas olarak bu dönem deprem bir doğa olayı olmasına rağmen yıkılmayacak kentler inşa edilebileceğini ifade ediyoruz. İlk olarak deprem bölgesinde hala ihtiyaçları giderilmemiş olan halkımızın ihtiyaçlarını karşılamak için seferber olmak ve bunla birlikte hala kayıp olan çocukların akıbetini sormalıyız. Kadınların barınma sorunu giderilmediği için şiddet uygulayan erkeklere geri dönmek zorunda kalmamaları için bu soruna işaret etmeliyiz. Yetkililerin şiddete uğrayan kadınların kendilerini özellikle o bölgelerde rahat ifade edebilecekleri şiddet failini şikayet edebilecekleri ve ardından korunabilecekleri mekanizmaların geliştirilmesi ve kurulması için basınç yapmalıyız. Kısacası esas olarak depremde ölümü de kadın cinayetlerini durdurmanın da mümkün olduğunu anlatmalıyız. Bilimin ve aklın yolunda aslında ölmediğimiz depreme dirençli kentler inşa edilebilir ve kadınların ölmediği eşit özgür bir yaşam İstanbul Sözleşmesi ile var edilebilir. Ve mutlaka bir araya gelmeli, örgütlenmeliyiz. Biz bunları yapmaya gayret ediyoruz.
Kadın haklarının en çok hangi alanda çiğnendiğini görüyorsunuz? Bunu değiştirmek için nasıl harekete geçebiliriz?
Kadın hakları en çok yaşam hakları ihlalleri ile çiğneniyor. Son yıllarda çarpıcı bir şekilde artık ölümün bir başka boyutuyla da karşılaşıyoruz. Kadınlar öldürülüyor ve intihar ya da cinayet süsü veriliyor, kadınlar çokça yüksekten düşerek ölü bulunuyor ve hep yanlarında bir erkek oluyor. Bunları şüpheli kadın ölümleri olarak ifade ediyoruz. Şüpheli kadın ölümleri artıyor. Bu yüzden etkin soruşturma süreçlerinin olması gerekir ki katil bulunabilsin kadınların ölüm sebebi oraya çıkabilsin. İstanbul sözleşmesinin 4 maddelik bütünsel çözümü esas olarak bu toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için önemli bir yol haritası çiziyor.
-Şiddetin ortaya çıkmayacağı bir toplum yaratmak, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak
-Kadınları etkin şekilde korumak ki bu ülkemizde 6284 sayılı kadınları şiddetten koruyan kanunun etkin uygulanması gerekliliği
-Şiddet ortaya çıktıysa etkin soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin işletilmesi gerekliliği
-Bütünsel güçlendirici politikalarla yani en temelde kadın istihdamının önündeki tüm engelleri kaldırmak ve kurumlar arasında koordinasyon sağlamak.
Bunları gerçekleştirmek için mücadele etmek gerek. Burada kısaca temel yönlerini anlatmış olsam da detaylı ve tane tane her bir soruna çözüm getirdiğini Sözleşmeyi okuduğunuzda görebilirsiniz.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü için sizin mesajınız nedir?
Kadın cinayetlerinin artıyor oluşu, gizlenmeye çalışması, bu koca yıkıcı deprem ve etkileri herkesi dönem dönem çaresizliğe ve karamsarlığa itiyor olabilir. Tek başınıza ne yapacağınızı kimi zaman bilemeyebilirsiniz. Bu yüzden bizim hepimize kuvvet veren o sloganımızla seslenmek isterim: ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİN! Bir diğer kuvvetimiz de kolektif mücadelemiz sevgili kadınlar biz akıllarımızı buluşturduğumuzda koca bir gövde olduğumuzda bizi durduramazlar biz depremde ölümü de kadın cinayetlerini de durdurabiliriz. Sizin de yapabileceğiniz çok fazla şey var siz de katılın birlikte çözüm olalım.
Dünya Kadınlar Günü bazı şeylerin hatırlanması için iyi bir fırsattır. Tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun! Biz birlikte çok güçlüyüz.