Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması Ödülleri’nin 30.’su, 8 Aralık Perşembe günü Divan Kuruçeşme’de gerçekleşen defilenin ardından sahiplerini buldu. Yarışmanın birincisi, Obscura isimli koleksiyonuyla Maide Özer oldu. Biz de muhteşem tasarımlarıyla göz dolduran Özer ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.
- Merhaba, bize kısaca kendinizden ve tasarım geçmişinizden bahsedebilir misiniz?
Merhaba, ben Maide Özer. 1998 yılında Denizli’de doğdum. Güzel sanatlar lisesinde resim bölümünde okudum. Çocukluğumda dedemin terzi dükkanında vakit geçirmekten çok keyif alırdım. Hayal ettiklerimi bulamayıp elimdeki malzemeleri dönüştürmeye çalıştığımda çizim yeteneğimin moda tasarımına evrildiğini keşfettim. Ardından, 2016’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Tekstil ve Moda Tasarımı bölümüne başladım.
Üniversite sürecimde Network, Sun Tekstil, Dagi gibi markalarla iş birlikleri yapma fırsatım oldu. 2019’da Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ATHİB) Dokuma Kumaş Tasarım Yarışması’nda üçüncülük ödülünü kazandım. Yine öğrenciyken tasarım asistanlığı ve illüstratörlük alanlarında deneyim kazandım. Zamanla odağımı giysi ve aksesuar tasarımına yöneltmeye başladım ve mezuniyet projemi giysi tasarımı alanında tamamladım. Şu anda da desen ve kumaş tasarımı bilgimi harmanlayarak koleksiyonlar geliştirmeye çalışıyorum.
- Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’na katılma fikri ne zaman aklınıza geldi? Böyle bir yarışmaya katılma fikri aklınızda hep var mıydı?
Üniversiteye başladığım yıldan bu yana Koza’nın tüm defilelerini canlı izleyerek yakından takip ettim. Bir gün başvurmayı elbette arzu ediyordum. Ancak beni sektöre tanıtıp temsil edecek koleksiyonu tasarladığımı ve doğru hikâyeyi bulduğumu hissedene dek çok çalıştım. Bu sene de yarışmaya o koleksiyonumla katıldığıma inanıyorum.
- Hem yarışma için çıkardığınız koleksiyonda hem de genel olarak tasarımlarınızda nelerden ilham alıyorsunuz?
Koleksiyonlarımda özellikle fotoğraflardan, filmlerden ve ilgimi çeken hikayelerden ilham alıyorum. Çoğu zaman bu anların hafızamda bıraktığı hisleri takip ediyorum. Çünkü günlük hayatta giysilerin sadece nasıl göründüğünden değil, taşıdıkları anılardan, ifade ettikleri hislerden de çok etkilenen biriyim. Bu yüzden de tasarımlarımı hikayelerle işlemeyi seviyorum.
Yarışma koleksiyonumda da ölümünden sonra tesadüfen keşfedilen fotoğraf sanatçısı Vivian Maier’in gizemli hayat hikayesinden ilham almıştım. Onun çekmiş olduğu fotoğraflardan referanslarla çizdiğim illüstrasyonları giysi ve aksesuarlarda farklı teknikler kullanarak işlemiştim.
- Bu yarışma için hazırladığınız kıyafetlerin üretim süreci nasıl geçti ve satışa çıkacak mı?
Yarışma için hazırladığım kapsül koleksiyonumda çeşitli teknikleri bir arada kullandığım tasarımlara yer verdim. Bu nedenle üretim sürecim ekstra yoğundu ve ciddi bir planlama becerisi gerektiriyordu. Bu kadar fazla detayla ilgilenmek benim için oldukça besleyiciydi. Sürecin en keyifli anları ise ustalarla yaptığımız birebir iş birlikleriydi.
Evet, koleksiyonumdaki tasarımlar İpekyol mağazalarında satışa sunulacak. Bu, beni hem heyecanlandırıyor hem de gururlandırıyor.
- Tasarımlarını giydirmeyi hayal ettiğiniz kadın veya erkek profilini bize nasıl tarif edebilirsiniz?
Giysilerimin onlarla yaşamasını isteyeceğim bir profil var sanırım. Aslında cinsiyet rollerinin benim için bir önemi yok; normların dışına çıkabilen, merak eden, az ve öz alışveriş yapan, bilinçli bir profili hedefliyorum. Tasarımlarımı özel parçalar arayan ve kişiselleştirerek kullanan kişilerle buluşturmayı hayal ediyorum.
- Hangi ünlü ismi giydirmek hayalleriniz arasında yer alıyor?
Patti Smith’i giydirmeyi çok isterim. Kendisinin müzikleriyle ve duruşuyla asla eskimeyecek bir ilham kaynağı olduğunu düşünüyorum.
- Bir tasarımcı olarak stilinizi 3 kelimeyle nasıl tarif edebilirsiniz?
Biricik, özgün, zamansız.
- Yakın zamanda çıkarmayı planladığınız yeni bir koleksiyon var mı, bize bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Şu an yeni ilham kaynakları arayışında içe dönmüş durumdayım. Zamanımı araştırmaya, izlemeye ve düşünmeye ayırıyorum. Yeni hikayeler genellikle bu süreç içerisinde gelişiyor.