Sanat

Celestyal Cruises ile Yunan Adaları Turları Hakkında Özel Deneyimim

COVID sonrası gemi yolculukları yeniden başladı mı? Cruise’dan ayrılıp karaya çıkıyor musun yoksa sürekli gemiyle mi yolculuk yapıyorsun? Peki, yaş ortalaması yüksek değil mi bu gemi turlarının?

Celestyal Cruises ile Yunan Adaları turuna çıkacağımı söylediğim arkadaşlarımdan, ilk nefeste yukarıdaki soruları aldım. Hepsi çok yerinde sorulmuş olan bu sorulara ve daha fazlasına cevaplarım ise hazır.

Celestyal Cruises ile her şey dahil Yunan Adaları Turları’ndan deneyimlediğim üç gece dört günlük program bu tarz gemi yolculukları hakkında benim de kafama takılan soruları netleştirmiş oldu.

Hesaplı Şekilde Birden Fazla Yunan Adası’nı Görmenin En Keyifli Yolu

Konuya hesap-kitap işleriyle başlıyorum çünkü bir hafta içerisinde birden fazla Yunan Adası’nı görmek için plan yapmak bunu gerektirir. Kafanızda büyüyen miktarları bir kenara bırakıp, cruise turlarını masaya yatırmanızı tavsiye ederim.

Iconic Aegean Turları ile üç gecede tam beş liman; Patmos, Girit, Santorini, Atina ve Mikonos’u gezip görebilirsiniz. Celestyal Olympia ile 299 Euro’dan başlayan fiyatlarla her şey dahil bu tura 2 kara turu, Mikonos shuttle, tüm yemekler, sınırsız içki paketi, seyahat sağlık sigortası dahil.

Doğum Yılının Ne Önemi Var?

Bir de gemi yolculuklarının sadece belirli yaştaki insanlara hitap ettiğine dair bir algı var, yani gençlere ait değil düşüncesi. Bu düşünceye katıldığımı söyleyemem, sadece seyahat aracı olarak uçak ya da araba yerine gemiyi kullanıyor oluyorsunuz günün sonunda. Onun dışında yapılan tüm program ve belirlenen akış kişinin kendisine ait. Yaş ortalamasından kime ne?!

İşin Zor Kısmını Sizin İçin Yapsınlar

Bir gemi yolculuğunun güzelliği; seyahatinizi rezerve ettiğinizde, seyahat planının sizin için çoktan halledilmesi ve sizin yapmanız gereken tek şey… seyahat günü ortaya çıkmak. Pandemi sebebiyle son iki yılınızı parmağınızı bile kıpırdatamayacağınız bir tatilin hayalini kurarak geçirdiyseniz, bu program akışı benim gibi size de uyar.

Pandemi nedeniyle tur programlarına ara veren Celestyal Cruises, Türkiye çıkışlı seferlerine yeniden başladı. Celestyal gemileri 3 ve 4 gecelik Iconic Aegean Turları için her cumartesi ve salı günleri Kuşadası’ndan yolcularını alıyor ve hop keyifli bir yolculuk başlıyor.

Biraz da Adalara Yakın Bakış

3 gecelik turun rotasında sırasıyla Patmos, Girit, Santorini, Atina ve Mikonos var. 4 gecelik Iconic Aegean turunda bu rotaya Rodos da ekleniyor. Of! Rodos’u da görmenizi tavsiye ettiği için oyumu 4 gecelik olandan yana kullanıyorum.

3 ve 4 gecelik kısa turların bence şöyle bir güzelliği var; eğer ilk kez cruise turunu deneyimleyecekseniz ya da kısıtlı bir zamanınız varsa biçilmiş kaftan olarak karşınızda duruyor.

Kendimle ilgili kısma geçiyorum. Shengen vizeli pasaportum, seyahat sağlık sigortam, tam aşı kartım yanımda ve gemiye doğru adım adım! Yolcular check-in işlemlerini gerçekleştirerek gemiye biniş yapıyor ilk başta. Check in sırasında pasaportumuzu veriyoruz ve yerine tüm seyahat boyunca gözüm veya telefonum gibi iyi bakmam gereken biniş kartı alıyorum. Karadan gemiye binişler bu kartla yapılıyor! Konu mühim yani.

Kuşadası kalkışlı geminin içinde etrafa biraz bakındıktan sonra ilk durak olan Patmos için kendimi hazırlıyorum ruhen! Biraz Yunanca parçalar dinleyip, heyecanımı dengelemeye çalışıyorum.

İlk Durak Patmos!

Gemi hareket ettikten üç saat sonra Patmos’a varıyoruz. Patmos gibi adalara bayılıyorum. Nar gibi! Küçücük bir ada ama verdiği huzur ve enerji adanın yüz ölçümünden daha büyük.

Hıristiyanlık dünyasının kutsal merkezlerinden biri olarak kabul edilen bu ada; ilk bakışta benimle göz teması kurmuş gibiydi bence! Adada; Saint John Manastırı, Apokalipsis Mağarası’nı ziyaret edebilir, Chora tepesine tırmanıp yel değirmenlerinden panoramik manzaraya karşı güneşi batırabilirsiniz. Güneşi batırma kısmı gerçekten çok şahane plan.

Gemiye döndükten sonra da gemi Girit’e doğru yol alacak. İşte o vakit diliminde de, sabaha karşı Girit’te olmuştuk, gemideki eğlenceli dans şovu gösterilerini izleyerek, yemek yiyerek, denizi seyredip Frappe içerek zaman geçirebilirsiniz.

İstikamet Girit!

Her şey dahil tur paketine yer alan bir turla Girit’i derinden hissetmek mümkün. Minos’luların yaşadığı antik Knossos kentini ziyaret ederek Avrupa’nın ilk uygarlığını anlamaya çalışmak bence çok önemli bir çaba. Veya Eleftherios Meydanı’nda Kandiye Arkeoloji Müzesi’ni gezerek hem Minos uygarlığının hem de Roma döneminin izlerini sürebilirsiniz. İşin en sevdiğim yanı şu: önce sokak sokak gezecek büyüklükte bir adada olmak sonrasında da bir kahve molası verip, yerel lezzetlerin tadına bakmak.

Öğle yemeği için ise gemiye doğru gidiyorum. Ardından güvertede güneşlenmek için kendime uygun köşeyi seçiyorum. Güvertede yer alan dans derslerine eşlik etmeyi düşünüp, kendimi dondurma standının başında buluyorum. Tatlı hayat!

Sana Şiir Yazabilirim: Santorini

Aynı günün ikinci durağı ise Santorini. Burası günbatımları ve eşsiz manzarasıyla ölmeden önce bir kez görülmeye değer. Gerçekten! Bir turizm abartısı olmadığını görmek içimi rahatlattı. Volkanik uçurumları, dar sokakları ile Fira’yı; mavi kubbeli kiliseleri ile hafızalarda iz bırakan mükemmel görüntüsü ile güzel Oia’yı keşfetmek için otobüslerle en tepeye çıkmanız gerek. Geminin içinden; uzaktan gördüğüm adaya hemen kavuşmak istiyorum ama otobüslerle yapılan o kısa yolculuk adayla aramıza giriyor. Gemiye giden son bot saat 21.00’de. Limana en kolayından inmek için ise teleferik işinize yarayacak. Zaten, güzelliğiyle duygularımla oynayan bu adaya veda ederken otobüs tercih etmek istemezdim. Gün batımı eşliğinde teleferikten botlara muhteşem bir iniş gerçekleşiyor.

Merhaba Atina

Gemide üçüncü gün. Partheneon üzerine doğan güneşe ve Yunan Tanrıları’na selam olsun. Erken kalkan Akropolis’e tırmanır! “Erken kalkan yol alır” tam da yerinde kullanılıyor. Çünkü bu etkileyici alana ulaşmak için dünyanın her yerinden gelen turistlerle aynı sıraya giriyorsunuz. Klasik Atina kara turu için gemiden inerek otobüste yerimi alıyorum. Akropolis’e tırmanıp, MÖ. 5. Yüzyıl’dan beri dimdik duran etkileyici Partheneon Tapınağı’nı yakından görüp kendini şanslı hissetmek gibi duygular yükleniyor insana. Plaka’da bir kahve molası vermek ve sıradaki rota için heyecanlanmak! Çünkü istikamet Mikonos. Daha ne olsun.

Mikonos’u Hisset

Mikonos’u Hisset” kendime söylediğim bir emirdi bu. Çünkü sosyal medya kaynaklı; Mikonos’a daha gelmeden gelmiş gibi olduğum için adayı anlayamamaktan korkuyordum. Beyaz taşlı dar sokaklarını adımlayarak keyifli gezintime başlıyorum. Gün batımı burada gerçekten muhteşem. Kapıları denize açılan barlarında müzik seslerini duydukça dans etmemek mümkün değil. Gemi saat 23.00’te kalkıyor, o yüzden akşam yemeği için de adada zaman geçirmeyi tercih ediyorum.

Peki ya sonra?

İşte turun son gecesi geldi, çattı. Dönüş zamanı. Kabinime bırakılan isim etiketini doldurarak bavulumu geceden kapımın önüne bırakıyorum, vedalaşmaya hazırım artık. Gemi kartımı da teslim edip pasaportumu alınca, tatlı bir iç burukluğuyla gemiden ayrılıyorum. Sıradaki yolculukların hayalini kurmaya başlıyorum.