Genel

Köpek Dostu Marka Barf X’i Kurucusu Aslı Şen’den Dinliyoruz

Barf X’in kurucusu Aslı Şen ile evcil hayvan dostlarının biyolojilerine uygun, temiz ve özgün içerikler ile beslenebilmelerini sağlayan köpek mamaları hakkında konuştuk.

Aslı hanım sizi biraz tanıyabilir miyiz?

1989 Bursa doğumluyum ve çocukluğum Bursa’da ailemle birlikte geçti. Kalabalık ve sıklıkla birlikte zaman geçiren bir ailede büyüdüğüm için kendimi her zaman çok şanslı görürüm çünkü bu sayede paylaşmanın önemini öğrenerek büyüdüm. Çok hareketli çok aktif biraz da yaramaz bir çocukluk dönemi geçirdiğim anlatılır. Lise dönemimdeyse tüm ilgi alanımı basketbola yönlendirdim, uzun yıllar profesyonel olarak basketbol oynadım. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Sinema Televizyon Bölümü mezunuyum fakat ben de Türkiye’de birçok kişi gibi okuduğu alana yönelemeyenlerdenim.

Sosyal yönü kuvvetli, iletişim becerileri yüksek birisi olarak bunu iş dünyasında nasıl kullanmam gerektiğini öğrenebilmek için kurumsal şirketlerde tecrübe edinmem gerektiğine karar verdim. Üst düzey yönetici asistanlığı, satış yönetimi, müşteri ilişkileri, dijital pazarlama, sosyal medya yönetimi gibi farklı görünen ama alt yapısında hep iletişimi barındıran alanlarda görevler üstlendim. Üniversite dönemim dahil bir yandan çalışmaya kurumsal hayatın içerisinde bulunmaya gayret ederken, bir yandan da hep kendi işimi kurma hayalim devam etti.

Satış yönetimi, müşteri ilişkileri, tüketici alışkanlıkları, dijital pazarlama gibi konularla ilgilendiğim dönemde Bahçeşehir Üniversitesi Pazarlama Bölümü’nde yüksek lisansa başladım ve iyi bir dereceyle mezun oldum. Pazarlamaya oldukça ilgi duymaya başlamıştım. Öğrendiklerimi pratik etmeyi çok istiyordum ve hangi sektöre yöneleceğime karar veremiyordum. Tam da bu dönemde hep hayalini kurduğum Doberman cinsi köpeğimi sahiplendim. İsmi MARS. Bir Doberman sahibiyseniz dünyanın en hareketli en enerjisi yüksek köpek cinslerinden biriyle birlikte olmaya ve hayatınızın büyük bir yüzdesini ona ayırmaya hazır olun. Spor yapmaya ihtiyacınız yoktur mesela. Tam bir personel trainer gibi uzun yürüyüşleri, kardiyoyu, hareketi seven, bir o kadar size bağlı, oyuncu, öğrenmeye her zaman hazır, çok akıllı ve enerjisi yüksek bir köpektir.

Birlikte geçirdiğimiz süre zarfında ben onu eğittiğimi sanıyorken Mars beni eğitmeye başlamıştı aslında. Onun da benim gibi beslenme, egzersiz yapma ve sosyal olma ihtiyaçları vardı ve ben tipik bir Başak burcu olarak köpeğim için de hep en iyisini düşünmeye başlamıştım. İşte o zaman bir köpek bu kadar ilgi istiyorsa kim bilir anne olmak ne kadar zordur diye kendi anneciğime de çok hak verdiğim olmuştur.

Şimdi ben de bir anne sayılırım.  Aslında köpek bakmak bence çocuk bakmaktan çok daha zor. Çocuklar belli bir yaşa geldikten sonra kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmeyi öğreniyorlar fakat bir köpek ömrü boyunca sizin bakımınıza ve ilginize muhtaç. Bu yüzden köpek sahiplenmek isteyen herkesin bu sorumluluğu almayı çok iyi düşünmesi gerekiyor çünkü o da bir canlı ve sizin olduğu gibi onun da duyguları var. 

Sizin barfla tanışmanız nasıl oldu?

MARS’ı ilk sahiplendiğimde iki aylık bir köpekti ve gelişme sürecinde olması gerektiği kiloya göre hep zayıf ilerliyordu. Hiçbir şekilde kuru mama ile besleyemiyordum. Birkaç öğünden sonra sıkılıp yemek istemiyordu. Rutin kontrolleri için veterinerine gittiğimizde, bana artık BARF beslemeye geçebileceğimi önerdi ve ben BARF ile ilgili hiçbir şey bilmiyordum. 

Uzun süren araştırmalarım bana BARF besleme yönteminin, hayvanların doğasına uygun beslenme biçimi olduğunu öğretti. Avrupa ve Amerika’da oldukça yaygın olan bu besleme biçimini en tecrübeli veteriner hekimler de tavsiye ediyor ve ev koşullarında hazırlanabiliyordu. Hemen araştırmalarımı sürdürdüm ve yurtdışında bu konuda ün yapmış Sevgili Dr. Conor Brady ile bir görüşme sağladım.  BARF besleme üzerine aklıma takılan her konuyu ona danışarak köpeğim için evde hazırlayabileceğim tarifleri ve püf noktalarını öğrendim. İnternet üzerinden FEEDING DOG kitabını sipariş ederek MARS için evde yeni tarifler uygulamaya başladığımda işe yarar sonuçlar elde ettiğimi gördüm. Tüy dökülmesi neredeyse yok denecek kadar azalmıştı ve tüyleri çok güzel parlamaya başlamıştı, ağız kokusu geçmişti, dişleri giderek beyazlamaya başlamış, dışkısının miktarı ve kıvamında iyileşmeler başlamıştı tüm bunlar işe yarar sonuçlar elde ettiğimizin göstergesiydi ve artık daha az hasta oluyordu çünkü bağışıklığı da güçlenmişti. 

BARF besleme biçiminin sadece kilo aldıran ya da kilo verdiren bir yöntem değil, köpeğinizin ya da kedinizin olması gereken ideal kilosuna ulaşmasını ve daha sağlıklı bir yaşam sürmesi için uygulanan destekleyici bir diyet biçimi olduğunu öğrendim ve bunu çevremdeki herkese tavsiye etmeye başladım. Bilgilenen ve MARS’taki değişime şahit olan çevremdeki tüm evcil hayvan sahibi kişiler BARF’ı denemek istediğini söylemeye başladı. Fakat güvenilir bir marka bulamadıklarını, çiğ beslemeye karşı birtakım şüpheleri olduklarını söylediklerinde, işte o gün neden ben bu işi yapmayayım sorusunu kendime sordum ve içimdeki heyecan bana aslında zaten çoktandır bu işin içinde olduğumun mesajını verdi.

Peki tam olarak nedir BARF?

Köpek, kedi ve diğer hayvanların beslenmesinde son yılların tercih edilen yöntemlerinden biri olan BARF ekolojik ve organik yaşamdan uzaklaşan dostlarımız için çiğ besleme, ham besleme, pişmemiş et ve yenilebilir kemikler ile organlardan oluşan besleme diyetidir.

Biologically Appropriate Raw Food / Biyolojik Açıdan Uygun Çiğ Besin ya da Bones And Raw Food / Kemik ve Çiğ Besin terimlerinin kısaltması olan “BARF” diyeti, günümüzde en çok tercih edilen çiğ beslenme türüdür. BARF diyetinin vahşi doğada milyonlarca yıllık evrim testinden geçerek oluşan bu doğal beslenme modelinin hayvanlar için en uygunu olduğu birçok otorite tarafından kabul görmüştür.

Dengeli bir çiğ et diyetinin; evcil hayvanları daha sağlıklı tüyler ve daha temiz dişlere kavuşturduğu, ağız kokusunu önlediği, hayvanın dışkı miktarı ve kokusunda olumlu değişkenlikler sağladığı, hayvan sahipleri tarafından bildirilmekte. Avrupa ve Amerika’da oldukça yaygın. Türkiye’de de son birkaç yıldır evcil hayvan sahipleri tarafından tercih edilmeye başladı. Aslında Anadolu’da eskiden beri uygulanan bir besleme biçimi. Özellikle büyük ırk köpeklere evde pişen yemeklerin artıkları, çiğ et, kemik vb. yiyeceklerin verildiğini çok görürüz. 

Barfın tarihi hakkında neler söyleyebilirsiniz?

BARF beslemenin tarihi her ne kadar eskilere dayansa da ülkemizde bu konunun son birkaç yıldır popülaritesinin arttığını söyleyebiliriz. Bunun da sebebi teknolojiye bağlı sosyal medya kullanımı ile evcil hayvan sahiplerinin de artık besleme konusuna daha bilinçli yaklaşmaya başlaması oldu. Özellikle son iki yıldır pandeminin getirdiği evcil hayvan sahiplenme oranındaki artış ve kuru mamalardaki yüksek KDV oranları da insanları yeni alternatifler aramaya yöneltti. Barf besleme yöntemini deneyimlemedikten sonra köpeğindeki değişimden memnun kalarak tavsiye edenlerin sayısı arttıkça, bu besleme şekli daha bilinir ve görünür olmaya başladı. Biz de bu konuda gerekli çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz.

Kurucusu olduğunuz BARF X ne zaman hayata geçti?

BARF X aslında iki senelik bir oluşum fakat tam anlamıyla resmiyeti geçtiğimiz Ocak ayında kazandı. Mayıs ayında da sertifikasyon sürecimiz tamamlandı. Şimdiye kadar birçok patili dostumuz tarafından test edilip onaylanan BARF X’in üretiminden sorumlu hayvan besleme üzerine kendi alanlarında uzman iki ayrı veteriner hekimimiz ve bir gıda mühendisimiz var. Tüm süreçleri titizlikle takip ederek her geçen gün sağlıklı içerikler hazırlama konusunda markamızı hep bir adım ileriye taşımak için çalışıyoruz. İstanbul’da Sarıyer Reşitpaşa’daki üretim tesisimizin ön tarafında yer alan satış mağazamızda, online marketlerde ve bazı profesyonel köpek eğitim merkezlerinde bizi bulabilmeniz mümkün. İlerleyen günlerde satış noktalarımızı çoğaltarak daha fazla evcil hayvan sahibine erişebilmeyi istiyoruz. Amacımız patili dostlarımızın ebeveynlerine sağlıklı besleme bilincini kazandırarak Türkiye’de BARF besleme üzerine örnek gösterilen ve akla gelen ilk marka olmak.

BARF severler ile başınıza gelen ilginç bir anı var mı?

Şimdiye dek çok ilginç diyebileceğimiz bir olay yaşamadık fakat bazen müşterilerimizin bizi arayarak, “Ya ne kadar güzel kokuyor bu mama acaba biz de yiyebiliyor muyuz?” gibi ilginç sorularını espri ile karşıladığımız çok oluyor. Tabi ki böyle bir şeyi tavsiye etmiyoruz. 😊