Son dönemde sosyal medyanın yönlendirdiği değişen estetik, güzellik ve yaş algısıyla ilgili düşüncelerini Dr. Mehtap Altınöz’e sorduk.
2000’lerden sonra dünya düzeni ve yaşantımız ne kadar değişti değil mi?
Hayatlarımızda teknolojinin giderek artan yansımaları, sosyal medyada geçirilen uzun saatler, buna karşılık azalan yüz yüze iletişimler ve sosyalleşmeler bizi âdeta yeni bir çağın eşiğinde olduğumuza inandırıyor. Pandeminin etkisiyle ofislerden ve sosyal ilişkilerimizden uzak kalmakla birlikte cep telefonlarıyla iyice yakınlaşır olduk. Bu arada sosyal medyada filtreli, oynanmış pozlara
ve her biri kusursuzmuş gibi görünen fotoğraflara maruz kaldık. Hepsi tek elden çıkmış gibi olan kaşlar, abartılı dudaklar, benzer ifadeli yüzler, maskülen çeneler ve aşırı zayıf bedenler güzellik algımızın ayrılmaz bir parçası hâline geldi. Ciddi bir ekonomik potansiyel olan güzellik sektörü; gerek yazılı ve görsel basının, gerek sosyal medya platformlarının dayatmalarıyla kusursuz güzellik ve ebedi gençlik kavramlarını pazarlanabilir bir metaya mı dönüştürüyor?
Sosyal medyadaki güzellik ve estetik dayatması kadınların beden ve yaş algısının bozulmasına mı neden oluyor?
Medikal estetik ve estetik sektöründeki son bilimsel gelişmelerden kendimizdeki en iyiyi ortaya çıkarmak, sağlıklı, güzel yaş almak ve yaşımızın iyisi olmak için yararlanmalıyız. İş ve sosyal yaşantımızda giderek artan ve sürekli empoze edilen “Daha genç, güzel, aşırı ince ve mükemmel olmalısın” yönlendirmelerine karşın, bizi özel ve farklı kılan yanlarımızı kaybetmemeye, mükemmel güzellik olarak algılanan tek tip bir prototipe dönüşmemeye de dikkat etmeliyiz. İşte burada bize doğru bir yaklaşımla destek verecek sağlık, güzellik, estetik ve ruhsal gelişmeyi bir bütün olarak gören ve benimseyen medikal estetik doktorlarıyla el ele ilerlemek önemli… Kendi ideal güzelliğimize giden yolda onlarla kuracağımız sağlıklı iletişim ve planlama bizi en doğru noktaya taşıyacaktır.
Yaratılan bu mükemmel ya da kusursuz gençlik ve güzellik algısı ne derece sağlıklı sizce?
Kusursuz güzellik ve yaş algısı yerine, kişinin özgün hâlini koruyarak daha genç, güzel ve dinamik görünmesi için estetik uygulamalarının yapılmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum. İş ve sosyal yaşantının dinamiklerinin pek çoğumuzu daha formda, dinamik, genç ve güzel olmaya zorladığı yadsınamaz bir gerçek. Pozitif kişisel imaj kavramının iş dünyasında giderek öne çıkması da estetik ve güzel yaş alma beklentilerini doğal olarak artırıyor. Estetik işlem uygulamalarının, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte form değiştirerek hızlıca ve biraz da kontrolsüz bir şekilde yayılması ürkütücü. Kullanıcılar sosyal medyada gördükleri tanıtımların abartılı cazibesine kapılarak, içeriklerini detaylı bir şekilde incelemeden, herkesin yapabileceği kolay ve harika sonuçlar veren işlemler algısına kapılıp bu uygulamaları yaptırıyorlar. Özellikle ehil olmayan şahıslarca yapılan algı bozan popülist reklamlar, kişilerde sağlıksız bir fiziksel algı oluşmasında önemli bir rol oynuyor. Oysa bu uygulamaları yapanların belirli bir bilimsel uzmanlık alanına, tecrübesine sahip olması, estetik ve güzelliğin felsefesini, sanatını ve psikososyal yansımalarını bilmesi gerekir. Etik bakış ve doğru yönlendirme
bizim işimizdeki en hassas nokta.
Dünya hızla değişiyor, biz de duramayız. Değişen iş ve yaşam şekillerine, gerek fiziksel görünümümüz, gerekse kişisel gelişimimizle, kendimizden uzaklaşmadan
adapte olmak zorundayız. İş yapma ve sosyalleşme şekillerinin dijital platformlara taşınmasıyla, kişisel profillerimiz giderek daha çok öne çıktı. Üstelik sürekli önümüze çıkan filtreli güzellik ve ebedi gençlik dayatmasıyla karşı karşıyayız ve haklı olarak kafamız karışıyor. İşte tam bu noktada bu algıyı en doğru ve bilinçli şekilde yönetebilme sorumluluğu, bu işin içinde olan biz medikal estetik, dermatoloji ve plastik cerrahi hekimlerine düşüyor. Yaşımızın iyisi olmaya çalışarak kendimizi kusurlarımızla sevmek mi, yoksa kusursuz güzellik algısına kapılıp, hep daha mükemmelin peşinde koşarak mutsuz olmak mı tercihimiz? Öncelikle bunu düşünerek tercihlerimizi daha bilinçli ve sağlıklı yapabilmek önemli.
Estetik ve güzellikte medya yoluyla iletilen ve sürekli kadınlara tek tip güzellik anlayışını benimseten söylemler, bu algıyı daha da sağlıksız ve takıntılı bir hâle getirip kadınların beden ve yaş algısının bozulmasına neden oluyor.
Kendi özgün hâlimizden uzaklaşmadan, yüzümüzle ve yaşımızla uyumlu
nasıl daha genç, güzel ve dinamik görünebiliriz? Bu işin sağlıklı ve doğru yönetimi nasıl olmalıdır?
Medikal estetik ve yaş yönetiminde yıllardır hastalara danışmanlık yapan
bir hekim olarak, bu konuyu sıkça dile getirmenin önemine inanıyorum. Özellikle de gençler için sorumluluk duyuyorum. Daha sağlıklı, genç ve güzel yaş almak, iyi görünmek ve iyi hissetmek için estetik ve güzelliği takıntı hâline getirmeden, bedenimizle savaşmadan, sağlıklı ve güzel bir yaşam rutini edinmeliyiz. Medikal estetik ve yaş yönetimi konusunda deneyimli iyi bir doktor ve klinikten rehberlik almalıyız. Her yıl yaşımızın, cildimizin ihtiyaçlarına uygun, bizimle uyumlu, kişisel özelliklerimizi koruyarak yapılan doğal estetik uygulamalar ve bakımlarla formda kalarak, yaşımızın iyisi olmaya çalışmak en doğru yol… Fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak kendimizle iyi geçinmek, bütünsel sağlık ve güzelliğe yatırım yapmak en önemlisi. Hayatı olumlu yorumlamaya çalışmak, üretken olmak ve kendimizi daha çok sevmekle yalnızca genç ve güzel görünmekle kalmaz, kendimizi iyi de hissederiz. İyi hissettiğimiz zaman da parıldarız ve öz güvenimiz artar. Sürekli fiziksel görünümüyle uğraşan ve hep fazlasını isteyen, bunu da başkalarına daha güzel görünmek için yaptıran ve bu düşünceyi takıntı hâle getirmiş insanların iş ve sosyal hayatta, çevrelerine ve kendilerine iyi enerji vermediklerini görüyoruz. Kendimizi yalnızca fiziksel görüntümüzü düzelterek tamamlayamayız. Kendimizi daha güzel, sağlıklı ve iyi hissettirecek bütünsel çabaları göstermemiz gerekir.
Pandemi sonrası medikal estetikte doğal gençleşmelere ilginin artığını ve yeniliklerin de bu yönde olduğunu görüyoruz. Bu konudaki düşünceleriniz neler?
Uzun süren bir pandemi süreci sonrası maskelerin çıkmasının ardından, kişisel imajda pozitif ve hızlı değişim sağlayan botoks ve hyalüronik asit dolgu uygulamalarının popülaritesi arttı diyebilirim. Her ne kadar hâlâ metaverse dünyasındaki gibi, avatar görünümlü botoks ve dolgu uygulanmış abartılı yüz profilleriyle karşılaşsak da, artık daha güzel ve doğal uygulamalar görüyoruz. Estetik ve güzellikte kişiye özel, özgün çalışmalara doğru bir gidiş olduğunu görmek sevindirici.
Estetikte doğal gençleşme yükselen trend. Tercihi doğal gençleşmek olanlar için yaşlanma karşıtı tedavilerde öne çıkan uygulamalar ve yenilikler arasında neler var?
Covid-19 aşıları ile birlikte artık biyoteknoloji çağının içinde olduğumuz şu günlerde yeni anti-aging teknolojilerin gelişmesi bizi de heyecanlandırıyor. Allojenik yenidoğan fibroblastlarıyla gençleşme teknolojisi olan, T.C. Sağlık Bakanlığı ve FDA onayları alınmış Alloblast Uygulaması da bunlardan biri. Önümüzdeki günlerde bu uygulama estetik dünyasında çok tercih edilecek ve uygulanacak gibi görünüyor.
Alloblast Uygulaması nedir?
Alloblast, yenidoğan bebeklerin sünnet derisinden alınan fibroblastların kullanıldığı bir tedavidir. Yenidoğanın sünnet derisi olduğu için öncelikle ailelerin onayı alınıyor. Yüksek teknoloji içeren GMP laboratuvarlarında özel tekniklerle bu dokudan yüzde yüz fibroblast hücreleri üretiliyor. Mezoterapi tekniği ile cilt içine; yüz, göz altı, boyun, dekolte bölgeleri ve el üstlerine uygulanıyor. Yenidoğan, belirli donör kriterlerine sahip bebeklerden, belirli bir evreye kadar alınan alloblastlar hiçbir yan etki oluşturmuyor. Çünkü henüz tam olarak kimlik kazanmamış oluyorlar. Bu nedenle herkeste kullanılabiliyor. Allojenik Fibroblast Uygulaması, dünyada FDA ve Avrupa İlaç Ajansı tarafından onay almış hücresel ürünlere sahiptir. Ülkemizde Alloblast’ı üretebilen şu anda tek bir GMP laboratuvarı var. Bu laboratuvar, elde edilen ürünleri pek çok teste tabi tutarak, kalite kontrol süreçlerinden geçiriyor ve uygunluk veriyor. Cilde uygulanan bu yeni yöntemin güvenliğini de yapılan bu testler gösteriyor.
Bu uygulamanın yasal izinleri, ailelerin onayları nasıl alınıyor ve uygulama süreci nasıl işliyor?
Ülkemizde sünnet derisi ya atılıyor ya da bazı batıl inançlar doğrultusunda saklanıyor. Bu süreçte, en başta da bahsettiğim gibi belirli kriterleri sağlayabilen bebeklerin ailesinden onay almak şartıyla, bu deri numunesi GMP laboratuvarında işlenmek üzere teslim alınabiliyor. Dünyada FDA ile Avrupa
İlaç Ajansı, Türkiye‘de ise T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından izin verilen bir GMP laboratuvarı bu işlemi yapmakta yetkilidir.
Uygulama için başkasının hücresi kullanılabiliyor mu? Doku uyumu gerekmiyor mu?
Yenidoğan sünnet derisinden elde edilen fibroblastlar erken safhada henüz kimlik kazanmamış oluyor. Bu nedenle herkeste güvenle uygulanabiliyor. Yetkilendirilmiş özel kök hücre laboratuvarları tarafından birtakım testler yapılarak ayrıca bu işlemin güvenliği doğrulanıyor.
Alloblast Fibroblast Uygulaması’nın gençleştirici ve iyileştirici etkileri nelerdir? Etki süresi ne kadardır?
Alloblast Uygulaması sağlıklı, genç ve olumsuz metabolik etkilere karşı dirençli, onarım yapmaya, yenilemeye hedefli, saf yenidoğan fibroblast hücreleri ile yapılıyor. Bu hücreler; kolajen ve elastin gibi cildin gençliğini sağlayan temel yapı taşlarını 40 yaşındaki bir kişinin kendi fibroblastlarına nazaran, yaklaşık dört kat daha fazla oranda üretebiliyor. Allojenik fibroblastların cildimizi onarması ve yenilemesi yaklaşık dört yıl devam ediyor. Uygulama sonrası cildimizde çok sayıda alloblast hücresi, yenileme ve canlanma sağlıyor. Bu uygulamada bahsedilmesi gereken en önemli nokta “Sizi 10 yaş gençleştirir” gibi çok iddialı, popülist ve gerçekle bağdaşmayan söylemlere itibar etmemek. Onun yerine, “Yaşlanma sürecinizi yavaşlatacak ve cildi doğal yollardan gençleştirecek etkili bir kolajen yatırımıdır” demek çok daha etik ve gerçekçi bir değerlendirme olacaktır. Cildin yaşlanma hızını azaltan, yüzdeki doğal ifadeyi bozmadan cilt kalitesini artırarak gençleşme imkânı sağlayan bir başka uygulama da içeriğinde hyalüronik asit, vitamin C, glutatyon, peptid, kolajen gibi anti-aging destekler içeren Gençlik Aşısı uygulamasıdır. Akıllı telefonlarda yüzümüze yapay filtreler uygulayıp kendimizden uzaklaşmak yerine; küçük estetik dokunuşlar, Gençlik Aşıları ve hücresel tedavilerle cildimiz daha genç ve güzel görünebilir.
* Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.