MODA

H&M’den İngiltere ve Japonya’dan Sonra Sürdürülebilir Modaya Uygun

İsveç merkezli dünyaca ünlü moda perakende markası H&M, büyümeye, kaliteli ve sürdürülebilir modanın öncüsü olmaya devam ediyor. H&M group’un Türkiye yatırımlarında hedeflediği “anlamlı büyüme” stratejisi başarıyla devam ediyor.


Dünya’da sadece İngiltere ve Japonya’da uygulanan, enerji tüketimini azaltan, sürdürülebilir malzemeler ve teknolojilerle tasarlanan yeni mağaza konseptiyle moda severleri İstanbul’da ağırlamaya hazırlanan markanın döngüsel ve iklim açısından olumlu olma projeleri koleksiyonlardan mağaza tasarımlarına, ambalajlardan kumaş üretimlerine kadar her alanda kendine yer buluyor.

H&M Türkiye Ülke Müdürü Müge Arpacıoğlu’nun ev sahipliğinde Meydan İstanbul AVM’de gereçekleşecek büyük açılış öncesi pandemi etkisinde geçen 2021 yılı için ilk 6ay değerlendirmesinin yapıldığı, yıl sonu hedeflerinin paylaşıldığı ve sürdürülebilirlik projelerinin anlatıldığı bir basın toplantısı düzenlendi.

Dünya’da sadece seçili ülkelerde ilk kez uygulanacak olan enerji tüketimini azaltan yeni bir cephe tasarımı ve daha sürdürülebilir konseptiyle yeni mağazasını 2 Eylül’de Meydan AVM’de açmaya hazırlanan H&M, daha şeffaf, daha yeşil bir tasarımla daha az enerji tüketimi amaçlıyor. Daha önce Türkiye’nin farklı noktalarındaki mağazalarda uygulanan RED MOD tasarımını bir adım ileri taşıyarak uzun yıllar dayanımı yüksek malzemelerin kullanımıyla elektrik tüketimini %5 azaltmayı hedefleyen moda markası, kaynakların bilinçli kullanımı, döngüsel ve iklim açısından olumlu olma konusunda farkındalıklı projeler geliştirmeye devam ediyor.

H&M’in temel hedeflerinden biri, modanın çevresel etkisini azaltmak ve döngüsel moda sistemine geçiş yapmak. Günümüzde kıyafetlerin önemi her geçen gün artarken kullanılan kaynaklar yenilenmiyor. Bugün, H&M’de kullanılan pamuğun % 100’ü organik, geri dönüştürülmüş veya sürdürülebilir kaynaklardan elde ediliyor. 2025 itibariyle tüm ambalajların geri dönüştürülebilir, tekrar kullanılabilir ya da doğada çözülebilir olmasını hedefleyen marka, 2040 yılına kadar tüm ürünlerinin baştan sona iklim pozitif olmasını hedefliyor. Bu da ürettiği sera gazı emisyonlarından daha çoğunu ortadan kaldıracağı anlamına geliyor.

Dünya’daki Büyüme ve OMNI Mağazacılık:

Sürdürülebilir moda markasında öncü olmanın sorumluluğuyla bu alana büyük yatırımlar yapan H&M group, Panama, Kamboçya ve Katar yatırımlarıyla dünya üzerindeki mağaza ağını genişletirken, online büyüme için de dijital yatırımlarını arttırıyor. Dünya üzerinde 52 pazarda online işlem hacmi bulunan H&M’in mağaza portföyünün sürekli optimizasyonu ile online ve fiziksel mağazalar giderek daha fazla entegre oluyor.


Pandemiden önce de markanın projeleri arasında olan ve büyüme hedeflenen dijitalleşme Covid-19 ile iyice hızlandı. Bu nedenle, en iyi OMNI modeline ulaşmak için fiziksel mağazalarını ve dijital alışveriş kanallarını entegre eden H&M, çok kanallı büyümeyi sürdürme hedefinde.
İçinde bulunduğumuz ve her geçen büyümeye devam eden dijitalleşmeye rağmen fiziksel mağazaların büyük bir öneme sahip olduğu H&M group, doğru lokasyonlarda doğru mağazaların olmasını sağlamak istiyor. Mağazaların ve online kanalların, müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak ve en iyi deneyimi sunmak için birbirlerini tamamladıkları marka araştırmalarında da kendini açıkça gösteriyor.

Çift kanallı büyümenin devam ettiği H&M group’un yerel para birimlerindeki net satışları, geçen yılın aynı dönemine göre 2021’in ilk yarısında yüzde 12 arttı. Online satışları, mağazalar tam zamanlı açılmamış olmasına rağmen memnun edici veriler sunuyor. Online satışlar altı aylık dönemde yüzde 47 artarken devam eden Covid-19 ile ilgili kısıtlamalara rağmen ikinci çeyrekte kârlılık 10 milyar SEK artış gösterdi.

Türkiye’de Büyüme:

Türkiye yatırımlarında önceliğin her zaman “anlamlı büyüme” olduğuna dikkat çeken Ülke Müdürü Müge Arpacıoğlu “Pandemi döneminde marka olarak anlamlı büyümeye odaklandık. Bu da potansiyeli olan lokasyonlarda arayışlarımızın devam etmesi, performansı kuvvetli mağazalarımızda müşterilerimize daha iyi servis verebilmek adına konsept ve alan yönetimine yönelik projelendirmelerimizin devam ettiği anlamına gelmektedir.” dedi. Pandemi sürecinde yaşanan sokağa çıkma yasakları, AVM yasakları ve kısıtlamalarla mağazalardaki müşteri trafiğinin ve ciroların olağan bir şekilde düştüğünü ama bu dönemde online kanalların dikkat çeken bir ivme kazandığını belirten Arpacıoğlu, “mağazalar ve online her zaman birbirini destekleyen ve besleyen iki satış kanalı. İkisinide birbirinden bağımsız düşünmüyoruz hiçbir zaman. Omni mağazacılık bu yüzden bizim için çok kıymetli. Pandemi döneminde ağırlık kazanan online satış olsa da yasakların kalkması ve normalleşme süreciyle birlikte mağazalarımız beklenenin çok üstüne bir performansla geri döndü.  H&M her zaman mağazalarına ve digital kanallara aynı oranda yatırım yapmaya ve büyütmeye devam edecek” dedi.

Covid- 19 Özeti:

Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi kısıtlamalar ve mağaza kapanışları sebebiyle ziyaretçi sayısının azalmasına neden oldu. En fazla 1.800 mağazanın geçici olarak kapatıldığı H&M group’ta bu sayı grubun toplam mağaza sayısının yaklaşık yüzde 36’sına denk geliyor.

Türkiye’de pandemi döneminde müşterilerin alışveriş hareketleri ve beklentileri de tamamen ihtiyaçlara doğru kaydı. Dijitalleşme sürecinin hızlanmasıyla online alışveriş trafiğinin pandemi öncesinin üzerinde kalmaya devam ettiğini belirten Arpacıoğlu “evde geçen zamanın artması ile özellikle H&M HOME konseptinde ciddi bir performans artışı gözlemlendi. Ayrıca moda anlamında da günlük yaşamda daha rahat etmeye odaklı lounge wear konseptindeki müşteri talebinde de ciddi artış gözlemlendi.” dedi.

Role Models Kampanyası:

H&M, günümüzün rol modelleri olan çocukları desteklemek için global bir girişim başlattı. Çocukların fikirlerini, projelerini ve girişimleriyle yarattıkları etkiyi sergilemeyi, daha geniş kitlelere ulaştırmayı aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki çocuğa ulaşan UNICEF’e bağış yaparak destek olmayı hedefleyen H&M bu yeni girişimiyle, sosyal eşitlik, sürdürülebilirlik, eğitim ve daha pek çok konuda ilerleme kaydeden rol modelleri bulmayı ve güçlendirmeyi amaçlıyor.

Projeleriyle Türkiye’den de iki başarılı çocuğun yer aldığı bu global projede İstanbul’dan 11 yaşındaki Rüzgar ve Balıkesir’den 15 yaşındaki Ceylin fikirleriyle Türkiye’nin rol modelleri oldu.

Rüzgar’ın, 5 yaşındayken yazdığı, resimlerini çizdiği ve kapağını kendi tasarladığı kitabı ona bambaşka başarıların anahtarı oldu. Karbon salınımı olmayan insansız bir okul servisi tasarlayan Rüzgar, 2019’da Lego’nun sponsor olduğu WRO / Dünya Robotic Olimpiyatlarında Türkiye birincisi olarak ülkemizi Danimarka’da temsil etme hakkı kazandı. Danimarka’dan da dünya ikincisi olarak Türkiye’ye dönen Rüzgar, ÇEKAYDİK (Çekirdek ayrıştırıcı, dikici) adında bir makine projesiyle TÜBİTAK projesine katıldı. Meyve suyu yapımında boşa giden çekirdeklerin ayrıştırılmasını sağlayan ve toprağa tekrar geri dönüştürülmesini amaçlayan bu makine projesi TÜBİTAK tarafından kabul edildi.

Ceylin ise ambalajın gıda sağlığı için önemini vurgulayan projesiyle ROLE MODELS oldu. Biyobozunur bir plastik üreterek gıda paketlemesinde kullanılmasını sağlayan Ceylin, bu proje hakkında birçok farklı yaştan birçok farklı insana sunum yaparak onlara rol model olmuştur.


H&M Meydan Mağazası Özellikleri:

  • Marka kimliğini öne çıkarmayı ve müşteri odaklılığı hedefleyen bir model cephe tasarımı olacak.
  • Açık tavanlı ve brüt beton görünümlü kolonlar ile yapının tüm özellikleri korunarak ve sürdürülebilir malzemeler kullanılarak, mağaza tasarımıyla birleştirildi. 
  • Daha önce Türkiye’nin farklı noktalarındaki mağazalarda uygulanan RED MOD tasarımını bir adım ileri taşıyarak uzun yıllar dayanımı yüksek malzemelerin kullanımıyla elektrik tüketimini %5 azaltma hedeflendi.
  • Tek katta, üç adet girişi bulunan mağazada her departmana (kadın-erkek-bebek ve 10 yaşa kadar çocuk) kolay ulaşım imkanı hedeflendi.
  • Kids Vitrin: Vitrinde ROLE MODELS kampanyası yer alacak.

Şimdiye Kadar Açıklanan 2025, 2030 ve 2040 Hedefleri:

  • 2020 itibarıyla bugün, H&M’de kullanılan pamuğun % 100’ü organik, geri dönüştürülmüş veya sürdürülebilir kaynaklardan elde ediliyor.
  • 2025 itibarıyla tüm ambalajların, geri dönüştürülebilir, tekrar kullanılabilir ya da doğada çözülebilir olması hedefleniyor.
  • 2030 itibarıyla tüm ürünlerin geri dönüştürülmüş veya diğer sürdürülebilir kaynaklardan elde edilmiş materyallerden üretilmiş olması hedefleniyor.  (Şu anda kullanılan materyallerin %65’i sürdürülebilir kaynaklı.)
  • 2040 yılına kadar tüm ürünlerin baştan sona iklim pozitif olması hedefleniyor. Bu da üretilen sera gazı emisyonlarından daha çoğunun ortadan kaldırıldığı anlamına geliyor.