Seyahat

Çevreye Duyarlı Turizm Anlayışı Üzerine Keyifli Bir Sohbet

Jolly Pazarlama Direktörü Yasemin Develioğlu, hem çevreye duyarlı bir turizm anlayışı üzerine sorularımızı yanıtladı hem de Jolly’nin Türkiye’nin zengin mirasını gelecek nesillere bırakmak için başlattığı “Mirasım Türkiye” kampanyası hakkında konuştu.

Çevreye duyarlı bir turizm anlayışının olmazsa olmaz noktaları sizce neler?

Bilinçsiz yapılaşma, doğa içinde dönüşmeyen, kaybolmayan atıklar doğanın kendi kendini rehabilite etme kabiliyetinin yok olmasına ve bölgede yaşayan canlıların ve çevrenin yok olmasına kadar zincirleme bir etki gösteriyor. Bizim bugün artık ekolojik ve biyolojik çeşitlilik dengesini bozmadan, koruma-kullanma dengesini gözeten bir turizm anlayışı ile gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için iş yapış şekillerimizi değiştirmemiz gerek.

Seyahat etmek hepimizin hakkı. Fakat bazen bunun getirdiği sorumlulukları unutabiliyoruz. “Sürdürülebilir turizm” kısaca çevreye, doğaya, yaşadığımız gezegene ve toplumumuza karşı sorumlu olmak demek.

Kişisel olarak da yapabileceğimiz çok şey var. Tatilde bile olsak doğal kaynakların kullanımına dikkat etmeliyiz. Su çok değerli. Böyle kullanmaya devam edersek çocuklarımızın bizim gibi sınırsız temiz suya ulaşımı olmayacak. Daha az tek kullanımlık ürünler kullanarak, çıkarttığımız geri dönüştürülemeyen atıkları azaltmamız da çok önemli. Gıda israfı ise diğer kritik bir konu.

Bu konuda kitlelerin farkındalığının artması  çok önemli. Böylece talebin bir noktada arzı şekillendireceğine inanıyorum.  Örneğin konaklayacağımız tesisin yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanma ya ekolojik temizlik ürünleri kullanması, atıkların geri dönüştürülmesi,  ya da tesisin çevre koruma faaliyetlerine destek verip vermediğini belirlemek bizim elimizde. Bu konudaki talep ne kadar artarsa hizmet sağlayıcılar da bu konuda daha büyük adımlar atacaklardır.

Sadece bir tane gezegenimiz ve bir tane Türkiye’miz var. Bu mirası korumamız gerektiğini çok iyi anlamalı ve anlatmalıyız. Çevreye duyarlı bir turizm anlayışı için sürdürülebilir turizmi geliştirerek, doğal ve kültürel mirasın korunması için ortak hareket etmeliyiz.

Jolly Pazarlama Direktörü Yasemin Develioğlu

Mirasım Türkiye​ projesinin çıkış sürecinden biraz bahsedebilir misiniz?

Her köşesinde yüzlerce doğal güzelliğe ve kültürel zenginliğe ev sahipliği yapan muhteşem bir coğrafyada yaşıyoruz. Biz Jolly olarak 34 yıldır bu zengin mirasının tanıtımı için çalışıyoruz. Ama biliyoruz ki sahip olduğumuz doğal ve kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarılması ve korunması için üzerimize düşen çok şey var. Bu sebeple de Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ortaklığıyla sürdürülebilir turizm alanında farkındalık yaratmak amacıyla uzun soluklu bir yolculuğa başladık.

Bu yolculuk çerçevesinde ülkemizin geleceği çocuklarımıza sahip olduğumuz bu mirası her yönüyle öğretmek için çalışacağız. Çocuklar bir ülkenin geleceğini belirler. Ve çocukken edinilen alışkanlıklar tüm hayat boyunca unutulmaz. O yüzden çocuklarımızın çevreye duyarlı, ülkesini seven ve koruyan bireyler olarak yetişmesi bizim için çok mühim.

Mirasım Türkiye kapsamında ne gibi projeler bizi bekliyor?

3 yıldır bilinmeyen turizm destinasyonlarının, kaybolmakta olan el sanatlarının, bölgelere özel kültürel değerlerinin tanıtımı için çalışıyor ve ciddi bir bütçe harcıyoruz.

Bu sene UNDP iş bilirliği ile bu değerlerin gelecek nesillere aktarımı için herkesi daha sorumlu olmaya davet ederken, atacağımız adımların gezegen ve ülkemiz üzerindeki etkilerine dikkat çekmeye çalışacağız.

Projenin merkezinde çocuklar var. Sorumlu turist olma alışkanlığını kazandırmak için eğitimler, oyunlar hazırlıyoruz. Onlara hem ülkemizin zengin mirasını öğretecek hem de korumaları için eğiteceğiz.

Bilmediğimizi sevemez, sevmediğimizi koruyamayız. O yüzden de mirasını bilen ve seven çocuklar yetiştirmemiz lazım. Eşsiz bir coğrafyada yaşıyoruz. Ülkemiz yüzlerce kültürel ve doğal mirasa, ciddi bir biyo çeşitliliğe sahip. Bu zenginliğin farkında sorumlu turistler yetiştirmek için yola çıkıyoruz. Hedefimiz bu sene 250.000 sorumlu turist yetiştirmek. Şu an online olarak başlattığımız, umarız pandemi koşullarının ortadan kalkmasıyla fiziksel olarak da çocuklarımıza erişeceğimiz eğitimler, filmler, atölyeler düzenleyeceğiz.

Sizce pandemi sonrasında turistik gezi alışkanlıkları ne yönde değişecek?

Çok zor günler geçirdik, evlerimizde tıkılı, sevdiklerimizden uzak kaldık. Aslında seyahat etmenin ruhumuza ne kadar iyi geldiğini biraz zor yoldan tekrar hatırladık diye düşünüyorum.

Artık çoğumuzun ruhumuza daha iyi gelecek yeni alışkanlıklar kazanacağına inanıyorum. Yani bir tesisi seçerken yeni kriterlerimiz olacak; açık hava alanları, yeşillikler içinde olması, büyük binalar yeni tekil konaklama üniteleri ön plana çıkacak. Ülkemiz deniz turizmi açısından olduğu kadar yayla/orman turizmi açısından da çok zengin. Hala Karadeniz’de yaylada uyanmanın, yeşilin her tonu ile göz banyosu yapmanın keyfine varmayan çok kişi var. Bunların kıymetini daha iyi anlayacağız diye düşünüyorum.