MODA

Şimdiye Kadarki En Çevre Dostu ve En Sürdürülebilir Koleksiyon İle Tanışmaya Ne Dersiniz?

Moda dünyasında sorumlu üretim anlayışı ve eko-inovasyon denince ilk akla gelen markalardan biri olan Timberland  şimdiye kadarki en çevre dostu ve en sürdürebilir koleksiyonu ile karşımızda! Sezonun en iddialı iki inovasyonu olarak GreenStride taban teknolojisi ve Trueloud teknolojisiyle tasarlanan ultra hafif ve stil sahibi ayakkabı koleksiyonları öne çıkıyor.

İlhamını doğadan alan teknolojiler yine Timberland’in yeni sezon ürünlerine damgasını vuruyor. 2021 İlkbahar sezonunda Timberland, doğal, yenilenebilir ve sorumlu bir şekilde tedarik edilen malzemeleri ayakkabı, giyim ve aksesuar koleksiyonlarında yeni ve yaratıcı teknolojilerle birleştiriyor.

Sezonun en iddialı inovasyonlardan biri olarak nitelendirilen GreenStride ™ taban teknolojisi için Timberland, şeker kamışı ve duyarlı doğal kauçuğu bir araya getirerek konfor ve stil dolu bir sneaker koleksiyonu tasarladı. Ayakkabı tabanlarında sıkça kullanılan petrol bazlı malzemeler yerine, %75 yenilenebilir şeker kamışı ve ağaçlardan elde edilen doğal kauçuk materyaller tercih edildi. GreenStride ™ taban teknolojisine sahip yeni sezon sneakerlar sorumlu enerji kullanımı, atık yönetimi ve su arıtma sistemleriyle gümüş derece almış tabakhanelerden gelen Better Leather ve Timberland’in en az %50 geri dönüştürülmüş plastik içeren patentli ReBOTL ™ kumaşını da içeriyor.

Markanın eko-inovasyon vizyonunun geldiği son noktayı temsil eden bir diğer sezon yenisi teknoloji ise Timberland TrueCloud. Ultra hafif ve yastıklama özellikleriyle ayrışan bu inovasyonla tasarlanan TrueCloud koleksiyonları, Timberland’in 2030 yılına kadar Doğa üzerinde net pozitif etki yaratma vizyonunun da somut bir temsilcisi niteliğinde.

“Eko-inovasyon alandaki ilerlemelerimizi ve öncülüğümüzü bizden bunu talep ederek bize doğru yolu gösteren müşterilerimize borçluyuz.”  Drieke S. Leenknegt, Timberland Global Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı

“Timberland’de misyonumuz ve vizyonumuz gelecek nesillere yol göstermek ve ilham vermek. Bu sadece son tüketici markalarının değil, birey olarak her birimizin sahiplenmesi ve yapması gereken bir görev. Bir markanın amacı, ürünlerinde performansı, stili ve sorumlu üretim felsefesini bir arada sunabilmek olmalı. Bu amaç bizim çok uzun yıllardır DNA’mızda ve özgün duruşumuzda yer alan ve Timberland için fark yaratan ana değer oldu” diye konuşan Timberland Global Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Drieke S. Leenknegt, ekliyor: “Eko-inovasyon alandaki ilerlemelerimizi ve öncülüğümüzü bizden bunu talep ederek bize doğru yolu gösteren müşterilerimize borçluyuz.”

Doğal, yenilenebilir ve sorumlu bir şekilde tedarik edilen malzemeleri kullanarak tasarlanan Timberland koleksiyonlarının arkasındaki kilit isim ve Sürdürülebilir Moda Kavramının Öncüsü Timberland’in Küresel Tasarım Direktörü ve Christopher Raeburn devam ediyor: “Üretim süreçlerinde daha iyi seçimler yapmak bizim elimizde çünkü artık markaların, tasarımcıların, aslında herkesin sorumlu materyallere daha fazla erişimi var. Hem biz sektör olarak daha iyi ve daha sorumlu ürünler sunabiliyoruz, hem de tüketici bizden bunu talep ediyor. Sürdürülebilir ürünler ve eko-inovasyon konusundaki farkındalık 5 yıl öncesiyle kıyaslandığında çok ilerledi.

İnovasyon kavramının sadece yeniyi yaratmaktan ibaret olmaması gerektiğinin altını çizen Drieke S. Leenknegt: “Önemli olan önceki yaptığından daha iyisini yapabilmek ve ileri doğru evrimleşmeyi başarabilmek” diyor ve Christopher Raeburn tamamlıyor: “Örneğin, True Cloud teknolojimiz son on yıldır ciddi emek bir harcanan Community Cotton™ girişimini yansıtıyor. TrueCloud teknolojisiyle tasarlanan ilk erkek spor ayakkabı koleksiyonumuzda Community Cotton™ elyaf materyalini görebilirsiniz. Güçlü ve dayanıklı olan bu materyal, Haiti gibi ülkelerde ağaçların dikildiği ve büyüdüğü çevreye kalıcı faydalar sağlanmasına katkıda bulunan tarımsal ormancılık modeli kullanılarak yetiştirildi. Bu ve benzeri girişimlerimiz hayalini kurduğumuz yeşil ve pozitif geleceğe yönelik somut adımlarımızdır.”