Başlığımız ilginizi çektiğine ve burada olduğunuza göre aşktan korkuyor olmalısınız. Ya da aşktan korkan birine kalbinizi kaptırmış olma ihtimaliniz de oldukça yüksek. Her iki durumun da oldukça yorucu olduğunu biliyoruz ve biraz bunun nedenlerine değinmek istiyoruz.
Aşk, üzerine nesillerdir konuşulsa dahi çözülememiş bir duygu. Onunla da olmuyor, onsuz da… Gün geliyor aşk hissi karabasan gibi bir korkuya yol açıyor. Peki işin özünde gerçekten korktuğumuz şey nedir? Aşkın, kompleks bir duygu olduğunu söyleyebiliriz. Güven, sevgi, arzu, merak ve savunmasız olma halleri aşkın içerisindeki en yaygın hislerdir. Tüm bu hislerin birkaçının bir araya gelmesi bile kalp atışlarımızı hızlandırabilir. İşte aşktan korkma hali de bu dolaylı hislerin tükenmesine karşı duyulan korkudur. Günün birinde sevginin bitmesi, tutkunun yerinde yeller esmesi, güvenin zedelenmesi ihtimali aşka atılacak o büyük adımın önündeki en büyük engeldir.
Bir yandan da savunmasız bir şekilde birine kendini açmanın korkusu bu durumları destekler. Olduğumuz halimizi yansıtmaktan çekiniriz; çünkü günün birinde reddedilebilir, aldatılabilir, kırılabilir ya da terk edilebiliriz. Öz benliğimizi bu üzücü durumlardan korumak için de farklı kimliklere büründürürüz kendimizi. Terk edilen asıl biz olmayalım da yarattığımız kimlik olsun diye. Böylece asıl benliğimizin bir gün gerçekten mutlu aşkı bulma ihtimaline tutunuruz.
Şöyle düşünelim: İş çevreniz, arkadaş çevreniz, gittiğiniz kurslar, spor salonları, aldığınız eğitimler, katıldığınız etkinliklerde tanıştığınız onlarca yeni insan, Twitter, Instagram, Clubhouse gibi ardı arkası kesilmeyen popüler sosyal mecralar, bir dolu dating app… Hayallerinizdeki gibi biriyle tanışmak için o kadar çok imkana sahipsiniz ki! Tüm bunlara rağmen yalnızsanız bunun nedeni %99,9 aşk korkusu yani bahsettiğimiz dolaylı korkular. Kendi korkularınız olmasa dahi, başkalarının yaşadığı olumsuz deneyimler sizde istemsizce “ya benim de başıma gelirse” tedirginliği yaratır. Bunun, aşka kendinizi bırakmanız konusunda ne denli bir engel olduğunu tahmin bile edemezsiniz!
O halde aşktan korkmamak için ne yapmalısınız? Elbette kaçmamalı, korkmamalı ve cesur olmalısınız. Reddedilmenin, aldatılmanın, kırılmanın ve terk edilmenin her insan ilişkisinde bulunan bir ihtimal olduğunun bilincinde olarak kendinizi gidişata teslim etmeyi deneyin. Nasıl ki bir arkadaşınız için bir gün gitme ihtimalini düşünmüyorsanız, yaşamaya kalktığınız aşkta da bu fikirlere odaklanmayıp anın tadını çıkarın. En nihayetinde yaşanıp biten her şeyin unutulabildiğini, ancak denenmemiş her şeyin içinizde bir merak olarak kalacağını unutmayın.