MBFWI, 15. sezonunda pandemi nedeniyle bir ilke imza atarak dijital ortamda gerçekleşiyor. Sürece dair merak ettiklerimizi, Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu ve Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan yanıtladı.
MBFWI 15. sezonunda modaseverlerle tasarımcıların en yeni koleksiyonlarını buluşturdu. İlk sezonlardan bu yana bir kritik yapacak olursanız ne gibi gelişmeler yaşandı?
MBFWI’yi 15 sezondur aralıksız destekliyoruz, aradan geçen 7,5 yılda dünya çapında alternatif moda şehirlerinin ve moda haftalarının yükselişine tanık olduk. Kopenhag, Tiflis, Sydney gibi moda haftaları, gerek yetenekli tasarımcıları, gerekse sokak stili ile tüm dünyanın radarında moda haftalarından. İstanbul’u da alternatif moda başkentleri olarak konumlandırma hedefimizde MBFWI’nin önemli bir yol katettiğini düşünüyorum. Bugün MBFWI, dünya moda haftası takviminde kendine yer bulmuş, New York Times’dan The Guardian’a dünyanın en prestijli yayınlarında yer almış bir etkinlik. Bu sezon dijital dönüşümle globale daha fazla hitap etme şansı yakaladık, o yüzden bu sezonun önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’deki moda haftası algısı hakkında neler söyleyebilirsiniz? Global örneklerle karşılaştırdığınızda ülkemizdeki moda haftalarını ve şovları nasıl konumlandırırsınız?
Mercedes-Benz olarak, dünyada modaya desteğimizin 25. yılını geride bıraktık ve bu yıllar içinde New York’tan Londra’ya, Berlin’den Tiflis’e farklı ölçeklerde moda haftalarıyla işbirliklerimiz oldu. Bugün İstanbul gelişmekte olan alternatif bir moda başkenti, o yüzden Paris, Milano ya da New York’la değil bu şehirlerle karşılaştırmak ve hem yerel, hem bölgesel ölçekte etkisini gözlemlemek önemli. Bu anlamda da İstanbul’un geride kalan yıllarda önemli bir yol kat ettiğini, her sezon etkinliğe yurt dışından ilginin arttığını ve alternatif moda başkentleri arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu sezon ise özellikle etkinliğin sahibi konumunda bulunan İHKİB’in ve bu sezon etkinliği destekleyen Türkiye Tanıtım Grubu’nun vizyonuyla, dijitalleşmenin sağladığı fırsatlardan da faydalanıldı ve dünyada ses getirecek işlere imza atıldı. Koray Birand’ın yönettiği MBFWI tanıtım filmi, Avupa’dan ABD’ye farklı moda pazarlarında yayınlandı. Uluslararası moda influencer’ları ile işbirlikleri gerçekleştirildi. Etkinliğin yayınlandığı www.mbfwistanbul.com adresi tüm dünyadan eşzamanlı olarak takip edildi.
MBFWI, pandemi önlemleri nedeniyle bu sezon ilk kez tamamen dijital platformlar üzerinden gerçekleşti. Bu süreçteki hazırlıkların arka yüzünü bizimle paylaşır mısınız?
Aslında dijitalleşme süreci pandemiden çok önce, etkinlik sahibi İHKİB’in geçtiğimiz Kasım ayında, moda haftasının geleceğini sektör profesyonelleriyle konuştuğu Arama Konferansı’nın sonucunda başlamıştı ve İHKİB, etkinlik paydaşlarıyla senenin başından beri dijitalleşme çalışmalarını yürütüyordu. Elbette pandemi bu süreci hızlandırdı, ancak halihazırda süreç devam ettiği için hazırlıklar çok daha programlı devam etti. Defilelerin çekimleri 2 hafta sürdü ve son derece yoğun COVID-19 güvenlik önlemleri eşliğinde, kısıtlı ekiplerle gerçekleştirildi. Ekim ayında yayınlanan defilelerde aylar süren titiz bir çalışma ve emek vardı.
Teknolojinin sürekli bir değişim ve gelişim içinde olduğu bu dönemde dijital moda haftasının çok daha fazla modasevere ulaştığını söyleyebilir miyiz? Ve gelecek sezonlarda pandemi tehdidinin ortadan kalkacağını umarak şunu merak ediyoruz: Bundan sonraki şovlarda da dijital ağın moda haftalarında daha etkin olduğunu görecek miyiz?
Mercedes-Benz, global çapta önemli moda platformlarının isim sponsoru olarak, ilk Nisan ayında Mercedes-Benz Fashion Week Mexico ve bir süre önce de Mercedes-Benz Fashion Week Russia ile dijital moda haftasını deneyimlemişti. Dijitali her alanda bir fırsat olarak görmek gerektiğine inanıyorum. Mercedes-Benz’in temel değerlerinden biri olan inovatif bakış açışıyla, pandemi gündeminden çok önce, dijital lansmanları gündemine almış, yeni Mercedes-Benz GLA modelini geçtiğimiz Aralık ayında ilk defa tamamen dijital platformlarda global çapta lanse etmişti. Dolayısıyla dijital etkinlikler yalnızca pandeminin değil, içinde yaşadığımız çağın doğal bir sonucu. Bizler de sektör fark etmeksizin dijitalin sağladığı imkanlardan faydalanmayı ve böylelikle anlattığımız hikayeleri daha güçlü kılmayı önceliklendirmeliyiz diye düşünüyorum. Bu yüzden de pandemi sona erse bile, bundan sonraki etkinliklerde fiziksel ile dijital hep kol kola ilerleyecek ve moda haftalarında da dijital bir etkinlik modelini benimseyeceğiz diye düşünüyorum.
Otomotivde önde gelen markalardan olan Mercedes-Benz’in, ülkemizde kalıplaşmış cinsiyet yaklaşımlarını yıkarak erkekleri de modayı takip etmeye yönlendirdiğini düşünüyor musunuz? Bu noktada Mercedes-Benz’in rolü nedir?
Biz her zaman müşterilerimize Mercedes-Benz markasının bir otomotiv markasından çok, bir yaşam tarzı olduğunu farklı sponsorluk ve yenilikçi uygulamalarımız ile deneyimletmeyi hedefliyoruz. Sadakat programımız kapsamında moda tutkunu müşterilerimizi, her sezon sponsoru olduğumuz Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul’a davet ediyoruz. Bunun dışında, MBFWI’nin 12. Sezonunda ilk defa bir erkek giyim markasını desteklemiş, erkek modasına güçlü bir yorum katan, kendine özgü tasarım dili ile dikkat çeken Brand Who markasının koleksiyonunu ‘Mercedes-Benz presents Brand Who’ adıyla sunmuştuk.
Bir otomobil markası olarak kalıplaşmış cinsiyet yaklaşımlarının gerek gücünü ilham veren kadınlardan alan “She’s Mercedes” adındaki geçen sene lanse edilen platformumuzla gerekse yaklaşık 8 yıldır moda sektörüne verdiğimiz destekle önüne geçtiğimizi düşünüyorum.