Seyahat

SANAT KOKAN OTELLER

4seasons st george Tourizon olarak web sitemizde her hafta “Bir Otel Bir Hikaye” başlığı altında gizemi ve hikayesi olan otel ve şehirleri tanıtıyoruz. Zira bizim için tatil yalnızca dinlenmek ve deniz kum güneş üçlüsünden oluşmuyor. Keşfetmek, yaşanmışlıkları deşmek ve okuyucularımıza aktarabilmek, tatil planlarına ilginç detaylarla dokunabilmek işimizin en sevdiğimiz parçalarından biri. Turizm dünyasında uluslararası geçerliliği olan bir durum vardır. Tatili kadın seçer. Bu sebepledir ki oteller kadınların zevkine uyacak şekilde dekore edilir. Çünkü bir otelden kadın memnun ayrılırsa, erkek de memnun ayrılır. Bu kural yüzyıllardır turizm sektrörünün değişmeyen kuralıdır. Bu yazımızda sizlere modern dünyanın ve metropol kadının merak ettiği bir kaç otelden bahsedeceğiz. Özellikle Fransa’da tatil planı yapıyorsanız ve konaklayacağınız yer sizin için önemliyse buyrun sizi yazımızın devamına alalım. Fransa’dayız… Kadının, kokunun ve sanatın ülkesi Fransa. Rivayete göre, İngiltere Kraliçesi dünyada hakim bir boya kokusunun varlığından bahsedermiş. Ancak kendisinin herhangi bir yere gideceği zaman, bilmezmiş ki o mekan kendisi gelmeden önce gözüne hoş görünmesi için bir güzel boyanırmış. İroni buy a, Fransa’da da lüks otelerde size çiçek kokuları karşılar. Ne de olsa Fransa, Provence ve Lavanta Bahçeleri hakimiyeti vardır zihinlerde, aksini düşünmek mümkün müdür? Ya da parfümün doğduğu ülke olan Fransa’nın sokaklarının ve kadınların eşsiz çiçek kokularını arkalarında bir bulut gibi bırakmadıklarını düşünebilir misiniz? Malum kokunun kenti Paris’te Paris’e yakışır bir otelden bahsetmeden geçemeyiz. Lüks otellerde müşterilere ilk hoşgeldinizi çiçek kokular söyler. Four Seasons St. George 5’te de durum tam olarak bu şekilde. Bu çiçeklerle bezeli otelin kreatif direktörü Jeff Leatham. Kendisi ünlülerin desinatörü olmasıyla da ün salmış bir çiçek aşığı. “Dünyanın herhangi bir yerinde St. George  dediğinizde size çiçek derler” diyor Leatham. Otele girdiğinizde ilk gözünüze çarpacak olan devasa cam vazolar ve içinde taze mis kokulu çiçekler. Bir çiçek türü asla bir başka türlü karıştırılmıyor. Eğer o haftanın konsepti ortancaysa her yerde ortancalar olmalı. Minimalizm bu otelin dizaynındaki en önemli kelime. Bu otelin çift kişilik odaları her zaman dolu. Eğer çift olarak konaklamak istiyorsanız aylar öncesinden yer ayırtmanız gerekiyor. Çünkü St. George 5’te romantik bir akşam için hayal ettiğiniz her şey mevcut. Yatakların üzerine her sabah beyaz ve taze gül yaprakları serpiliyor. Beyaz olmasının sebebi asla boya vermemesi tabii ama müşteriler masumiyet sanabilir sıkıntı yok. St. George5 dünyanın en fazla çiçek bütçesine sahip oteli. Yıllık bütçesi sadece iç mekan çiçekleri için 1 milyon €. Paris’e kadar gitmişken, en azından 5 çayınızı bu güzel çiçeklerle bezeli otelde yudumlamadan dönmeyin deriz. Dünyaca ünlü ressam Salvador Dali’ye 20 yıl boyunca ev sahipliği yapmış Paris’in ikonik otellerinden Hotel Le Meurice. Bu oteli Woddy Allen’in Midnight In Paris filminden hatırlayanlar olacaktır. Filmden hatırlarsanız esas oğlan rüyalarını Dali ve Picasso ile Dali’nin yıllarca kaldığı Le Meurice Otel’de dizi dizi maceralarla sürdürüyordu. Biz de sizlere tam olarak O otelin O odasında yaşananlardan bahsedeceğiz. Le Meurice otelin kapısından adımınızı içeriye attığınız an Dali’nin kokusunu almaya başlarsınız. Girişte hemen sağ tarafta bulunan resepsiyonun üst tarafında Dali’ye ait kocaman bir tablo tavandan sarkıtılmış bir şekilde duruyor. Yani Dali’nin gözü daha girer girmez üzerinizde. Yine giriş kapısının sağ tarafında Philip Stark tarafından tasarlanan bir soğuk duvar bulunuyor. Buraya el izinizi bırakıyorsunuz ve artık siz de bir ünlüsünüz. Le Meurice otel için kısaca Dali’nin evi diyebiliriz. Hayatının 20 yılını bu otelde geçiren Dali, tabii ki evi için de kayıtsız kalmamış ve harika obje ve mobilyalar tasarlamış. Ünlü ressamın herkes tarafından bilinen bir koltuk merakı olduğu söyleniyor. Genelde konfordan çok görünüme önem verdiğini otelin lobbysinde bulunan Dali’nin tasarladığı 1 ton ağırlığındaki pirinç sandalyeden anlayabiliyorsunuz. Sandalyenin ayakları sanatçının meshur ayakkabıları şeklinde tasarlanmış. Yine aynı koltuğun bulunduğu yerde bu kez deniz kabuğu şeklinde oldukça konforsuz bir sanat eseri daha bulunuyor. Otelin asla bu koltukları korumaya alıp müşterilere dokundurtmamak gibi bir kaygısı yok. Yani bu otelde resmen Dali ile birlikte yaşıyor gibi hissetmek mümkün. Salvador Dali, Le Meurice Otel’de kendisinin son ilham perisi olan kendisinden 40 yaş küçük Amanda Lear ile birlikte yaşamış. Dedikodu kısmına gelecek olursak, tabii ki o sırada Dali evli ve karısından hariç bir sevgilisi daha bulunuyor. Ancak Amanda’yı görür görmez aşık oluyor ve kendisine “Çok güzel bir kafatasın var. İskeletini görür gibiyim.” şeklinde enteresan bir iltifatla aşkını ilan ediyor. Bunun üzerine ilişkileri başlıyor. O sıralar Dali 70, Amanda ise 18 yaşında. 16 yıl boyunca Dali ve Amanda bu otelin suitinde birlikte yaşamışlar. Otel görevlileri Dali gibi uçuk bir sanatçıdan az çekmemişler. Dali her öğleden sonra ordan burden topladığı tanımadığı tipleri odasına çağırır sinema partisi verirmiş. Tabii ki alkol ve sigara da bolca tüketilirmiş. Kendisi genel olarak sigarasını kültablası yerine, uygun bulduğu koltuk, halı gibi yerlere söndürmeyi tercih ettiğinden otel personeli tarafında çok sevildiğini söyleyemeyiz. Hatta bir gün, otelden odasına bir koyun sürüsü göndermelerini sanatı için bu sürüye iht,yacı olduğunu ve onları odasında kurşuna dizeceğini söylemiş. Ve otel bu isteğini Kabul etmiş. Personele yapmadığını bırakmayan Dali, onlardan sinek avına çıkmalarını istermiş. Her bir sinek başına 5 frank verirmiş. Bu da aslında egoistçe görünen ama belki de özünde basit işe çok para mantalitesi yatan bir düşüncesidir. Kim bilir. Pek çok ünlü sanatçı, yazar, müzisyen Dali’nin odasında saatlerce ağırlanırmış. Bu arada evcil hayvan olarak leopar beslediğini de eklemeyelim. Ancak hayvanın dişleri kimseyi ısırmaması için sökülmüş. Dali öleli bugün 25 oluyor. Ancak Paris’te kendisinin ayak izlerini bulmak hiç de zor değil. Dünyaca ünlü pek çok yazara, ressama, sanatçıya ilham veren bu şehir eminiz ki size de gizli kalmış bir parçanızı bulmanız için yardımcı olacaktır.   Pınar ÇAĞAN tourizon.org