Röportaj

50 SORUDA ENGİN ÖZTÜRK

engin öztürk hatırla gönül 1. Oyunculuğa nasıl başladınız? 2008 yılında Eskişehir’de izlediğim Kantocu adlı tiyatro oyunu sırasında, seyirci yerinde değil de sahnede olmak istediğime karar verdim. O anda hikâyede benim için bir yanlışlık olduğunu fark ettim ve kendimi; ‘Ben olsaydım şöyle oynardım’ derken buldum. Sonra da konservatuarda aldım soluğu. 2. Oyunculuk yürümeseydi B planınız neydi? B planlarım yoktur benim. A tükenmeden B’ye geçmiyorum. B planını düşünmek A’nın olmamasını düşünmek gibi geliyor bana. 3. Oyunculuk yürümeseydi B planınız neydi? B planlarım yoktur benim. A tükenmeden B’ye geçmiyorum. B planını düşünmek A’nın olmamasını düşünmek gibi geliyor bana. 4. Muhteşem Yüzyıl’daki II. Selim rolünü kabul ettikten sonra karakteri benimsemek adına neler yaptınız? İlk önce tarih kitapları okudum. Okuldayken tarihle aram pek de iyi değildi, dolayısıyla II. Selim’e dair de yeterli bilgim yoktu. Elime aldığım ilk kitap ise Ogier Ghiselin de Busbecq’in Türk Mektupları’ydı. Başlangıçta sadece II. Selim’e, ailesine ve politikasına odaklanmıştım, sonra genel olarak Osmanlı’yı incelerken buldum kendimi. Fark ettim ki; gerçekten ilginizi çeken bir konu hakkında araştırma yapıyorsanız tarih çok ama çok seviliyormuş. Osmanlı tarihi bize hep; ‘Kim kaç yılında padişah oldu?’ ve türevleri şeklinde ezberletilerek öğretildi. Bir zamanlar yaşadıklarını; zaafları, tutkuları ya da güçlü yanlarıyla bizler gibi insan olduklarını görmezden geldik hep. 5. II. Selim’le ortak yönleriniz olduğunu düşünüyor musunuz? ‘Ben olsaydım’ diye bir soru vardır oyunculukta. Kendime işte o soruyu sordum. Ben olsaydım taht sevdası ve entrikalar yerine kişisel hayatıma öncelik tanırdım.