21. Cevaplarınızdan ataerkil bir bakış açınız var gibi geldi bana. Erkeklerin kadınlardan üstün olduğunu düşünüyor musunuz?
Evet, fiziksel olarak… Benim yapabildiğim çoğu şeyi kadınlar yapamıyor ama dediğim gibi bu sadece fiziksel. Başka bir farkımız olduğunu düşünmüyorum.
22. Gerektiği zaman kötü bir insan olabilir misiniz?
Çok rahat, bir saniyede çok kötü bir insan olabilirim. Bir anda sinirlenip, insanları kırıp hemen sonrasında çok üzülebiliyorum. Dürüstçe en kötü huyum bu diyebilirim; öfke kontrolüm zayıf. Durumu toparlamak adına özür diliyorum. Hayatım boyunca özür dilemekten hiç utanmadım.
23. Hayatınızda tek bir şeyi değiştirebilecek gücünüz olsaydı bu ne olurdu?
Herkese sadece iki gözü, iki kolu, iki bacağı olduğunu hatırlatmak isterdim. Dünyadaki bütün insanlara… Ne anladıysanız. Başka açıklama yok!
24. Sizden beklenti duyulduğunu hissettiğinizde ne yaparsınız?
Çok mutlu olurum. Bana inanan insanların güvenini boşa çıkarmamak için kendimden o kadar ödün veriyorum ki bu durum beni hasta edebiliyor. Bu kadarı fazla bence… Benden bir beklenti içine giren kişiye bir yardımım dokunmuyorsa kendimde büyük bir eksiklik hissederim. Çevreme karşı duyarlıyım. Fazla duyarlıyım…
25. Yaşadığımız zamanda güzelliği nasıl tanımlıyorsunuz?
Karşımdaki insanın gözüne baktığımda bana karşı iyi şeyler hissediyorsa ve hissettiriyorsa o insan benim için güzeldir.
26. Kendinizi şanslı buluyor musunuz?
Evet… Çünkü hayatta istediğim her şey oldu ama özellikle bu yıl çoğu şeyi istemediğimi fark ettim. Bunu mesleki anlamında söylüyorum; hep az istemişim. O yüzden bundan sonra da istemeyi ihmal etmeyeceğim. İstemek çok önemli!
27. Oyunculuk dışında bilmediğimiz bir ilgi alanınız var mı?
Küçükken çok şiir yazardım. Kompozisyon dersinde hep benim hikâyelerim okunurdu sınıfta. Yine yazmak isterim…
28. Sabahattin Ali’nin; “Doğrusu, dünyada rahat yaşamak için aptal olmak lazım, fakat aptal olmaktansa biraz daha rahatsız yaşamak daha iyidir” sözünü sosyal medyada paylaşmışsınız. Nedir size bu sözü hatırlatan?
Her şeyi çok fazla görmeye çalışırsanız, güzelliklerin içindeki kusurları da görmeye başlıyorsunuz. Dolayısıyla bu hayatta mutlu olmak için biraz kör, biraz sağır, biraz aptal, biraz akıllı olmak lazım. Her şeyden ‘biraz’ olması daha doğru bence… Çünkü çok bilen, her şeye çok hâkim insanların hepsi mutsuz. Çok zengin, çok başarılı… Sıfatlarının başında ‘çok’ olan herkes mutsuz. Sonuçta mutlu yaşamak önemliyse çok ‘bir şey’ olmaya gerek yokmuş.
29. Mutsuz uyandığınız sabahlarda ilk ne yaparsınız?
Sabahları genellikle mutlu uyanırım. İlk yaptığım şey güzel bir kahvaltı hazırlamak olur. Az yiyorum dolayısıyla yediklerimin bana keyif vermesini istiyorum. Kahvaltı önemli, atlamadığım tek öğün. Zaten çok erken kalkıyorum. Uykuyla hiç aram yok.
30. En son ne zaman içten güldünüz?
Daha bu sabaha karşı sette çok içten güldüm. Çok keyifli bir ekibimiz var. Hepimiz bir araya gelince çok başka bir şey olduk. İzleyiciler karakterleri kendiyle özdeşleştiriyorsa, doğru bir şey yapıyorsunuz demektir. Çok iyi işler görüyorsunuz, her anlamda gayet başarılı çekilmiş işler ama günün sonunda sahipsiz kalıyorlar. Bunun nedeni de aslında hayal ettiğimiz toplumda yaşamıyor oluşumuz. Toplumun gerçeklerinden uzak çekilmiş bu işlerin senaryoları bütünü kapsamıyor. Birkaç hafta sonra, koca ekibin işsiz kalacağı bir projeyi sırf dizi çekmek adına yapmak doğru değil. Oyuncu için de doğru seçimi yapmak zor. Benim işim kalkıp da her gün reyting ölçümlerini takip etmek olmamalı. Reytinge göre senaryoların değişmesi, gerçek hikâyelerden sapılması, asıl anlatılmak isteneni anlatamamak çok acı. Yapmak istediğin şeyle sana yaptırılan farklı oluyor. Bu da mutsuzluk getiriyor. Sadece altı günde doksan dakikalık bir bölüm yapmak, teknik olarak ancak Türklerin yapabileceği bir şey; çok net söylüyorum.